Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1912 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 24863 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı şirket, gayrimenkul pazarlama ve danışmanlık hizmeti veren bir işletme olduklarını davalının başvurusu üzerine davalıya bir kısım evler göstererek buna dair bir sözleşme imzaladıklarını, davalının halen oturmakta olduğu evi 15.11.2009'da kendilerinin gösterdiğini, buna rağmen davalının 02.12.2009'da kendilerini aradan çıkartarak daireyi eşinin üzerine satın aldığını, davalının taahhüt ettiği bedeli ödememesi üzerine ihtar çektiklerini, ancak sonuç alamadıklarını, alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yaptıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davacının tellallık hizmeti vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece taraflar arasında yer gösterme sözleşmesi imzalandığı, davalının, davacı şirketi aradan çıkartarak gösterilen yerlerden birini mülk sahibinden satın aldığı, sözleşme gereği ödemesi gereken bedeli ödemediği, davalı her ne kadar sözleşmenin boş olarak imzalatıldığını ileri sürmüşse de, sözleşme bedeli dikkate alındığında bu iddiasını yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı şirket, dava konusu daireyi davalıya gösterdikleri halde dava konusu dairenin davacı şirket aradan çıkartılarak, davalının eşi tarafından mülk sahibinden 2012/24863 2013/1912alındığını ileri sürerek, tellallık ücretinin tahsiline ilişkin icra takibine itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dava konusu 18 nolu bağımsız bölümün davalının eşi ... tarafından 01.12.2009 tarihinde mülk sahibi... satın alındığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 15.9.2011 tarihli gayrimenkul göme ve hizmet bedeli sözleşmesine göre “...Sözkonusu yeri 1 yıl içinde şahsım, ortağı veya çalışanı bulunduğum şirket, şirket ortakları, şirketin ortak olduğu kuruluşlar ya da kan ve sıhri hısımlarım satın aldığı takdirde yukarıda yazılı satış bedelinin % 3 + KDV'sini, kiraladığı takdirde yıllık kira bedelinin %12 + KDV'sini ... hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ediyorum” hükmü taraflarca imza altına alınmıştır. Hal böyle olunca, sözleşmede “eş” sözü edilen kişiler arasında sayılmadığından cezai şartın koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir. Açıklanan nedenlerle mahkemece, anılan sözleşme hükmüne göre cezai şartın koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlere temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.