MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ravacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankaya ait ...5017 nolu kredi kartının çalındığını, 16.07.2010'da bu kredi kartından Adana'da bulunan üye bir işyerinden şifresiz ve sahte imza ile 3 defa 20.000,00 TL, 1 defa 10.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000,00 TL çekildiğini, davalı bankanın oldukça yüklü bu çekimlerle ilgili kendisine bilgi vermediğini, kredi kartının çalındığından 27.07.2010'da haberdar olduğunu ve aynı gün kartını kapattırdığını, kredi kartından çekim yapılan tarihte Antalya'da eşi ve çocuklarıyla tatil yaptığını, daha fazla mağdur olmamak için 70.000,00 TL nın 4.000,00 TL sını 16.08.2010, 66.000,00 TL sını 17.08.2010'da ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, dava konusu harcamayla ilgili davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine, 70.000,00 TL nın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı banka, banka kayıtlarının incelenmesinde davacının kayıp/çalıntı bildirimini 19.07.2010'da yaptığını, itiraza konu işlemlerin davacının bildiriminden 3 gün önce yapıldığı dikkate alındığında bankaya atfı kabil bir kusur bulunmadığını, davacının kayıp/çalıntı bildiriminden sonra kartı kullanıma kapattıklarını, işlemi gerçekleştiren işyerinin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davacının kayıp bildiriminin geç yapılmasından dolayı davalı bankaya karşı hak iddia edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2012/23483-2013/1906 Davacıya ait kredi kartı ile ... Evcil Hayvanlar Ltd. Şt. isimli üye işyerinden 16.07.2010 tarihinde 3 adet 20.000,00 TL lık ve 1 adet 10.000 TL lık olmak üzere toplam 70.000,00 TL lık çekim yapıldığı 16.07.2010 tarihli kredi kartı sliplerinden anlaşılmaktadır. Kart sahibi olan davacı gerek davalı banka ile imzaladığı sözleşme ve gerekse, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 12. maddesi hükmü gereğince, kendisine tevdi edilen kartı ve bilgilerini özenle ve güvenli bir şekilde korumak zorundadır. Kartının çalındığını ileri süren davacı, kartın kötüniyetli kişilerin eline geçmesine sebebiyet verdiğine göre, olayda kusurludur. Ne var ki, davacıya ait kredi kartıyla aynı gün, arka arkaya, aynı üye işyerinden standarda uygun olmayan alışverişe izin veren ve bu hususta davacıyı bilgilendirmeyen bankanın da olayda müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Buna göre, hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersizdir. Davacıya ait kredi kartıyla aynı gün, arka arkaya, aynı üye işyerinden standarda uygun olmayan alışverişe izin verilmesi, davacının da kartını çaldırması ve bunu 3 gün sonra fark ederek davalı bankaya bildirmesi üzerinde durularak mahkemece her iki tarafın kusuru oranı belirlenmek suretiyle aralarında bankacılık konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlere temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 21.15 tL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.