Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18969 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23151 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, 1994-2006 tarihleri arasında davalının taksisinde şoför olarak çalıştığını ancak haksız olarak işten çıkartıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı olmak üzere toplam 3275- TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı 1457 sayılı İş Kanunu kapsamında hesaplanarak davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı yer almaktadır. İş yerinde en az üç kişi çalışması şartının oluşmadığı anlaşıldığından Dava İş Mahkemesinden görevsizlikle Genel Mahkemeye gelmiş olup bu husus Yargıtay ilgili Dairesince oananark kesinleşmiştir. Bu noktada Dava ,taraflar arasında kurulan BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkindir. Ddavacının 1994-2006 tarihleri arasında çalıştığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık hizmet aktinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı ve ayrıca diğer işçilik alacaklarından davalının sorumlu olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Davacının çalıştığı dönem ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK.nun 344. maddesinde; "Muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasında iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir iskeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, BK.nun 345/1. maddesinde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinde ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzer, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder."şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlık itibariyle Mahkemece, davalı tarafından yapılan fesih işleminin haklı olmadığı değerlendirilmiş feshin işveren tarafından haksız feshedildiği tespit edilmiş fakat İş Kanunu kapsamında hesap edilen kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretine hükmedilmiştir. Ne var ki uyuşmazlık Borçlar Kanununa tabi olup Mahkemece yukarıda değinilen hususlar dikkate alınarak, davacının delilleri değerlendirilmesi ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birince bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 533,50 TL harcın istek halinde iadesine, 08/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.