MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, 21.03.1997 tarihli sözleşme ile yedi (7) adet A grubu devre mülkü davalılardan ...Belediyesi’nin teminatına güvenerek diğer davalı şirketten satın aldığını, sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içerisinde teslim edileceğinin taahhüt edilmesine rağmen davalıların edimlerini yerine getirmediğini, taşınmazın değerinin ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/12 ve 2008/36 Tal. sayılı dosyalarında tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla rayiç değer olan 52.500,00 TLnin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.Davalılar davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile 52.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş olup hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.1-Davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, devre mülk satışının ifasının imkansız olması nedeniyle uğranılan zararın tazminine yöneliktir. Hemen belirtilmelidir ki devre mülk satışı nedeniyle sözleşme ilişkisi olmayan davalı ... Yargıtay HGK kararı ile sorumlu tutulduğundan davacının, davalıya yaptığı ödemeleri yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmadığı için davacı satış bedelini ödediğini ticari defter ve kayıtlarla ispat edememiştir. O zaman davacı elinde kalan ödeme belgeleriyle ifayı ispat etmek zorundadır. Dairemizin emsal bozma kararlarında belirtildiği üzere bu tür davalarda ödeme belgelerinin delil olarak önemi izahtan varestedir. Ödemenin nasıl yapılacağı 818 sayılı BK.nun 87. (TBK m. 103) maddesinde gösterilmiştir. Yasa gereğince borcu ödeyen bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse buna ilişkin senedi geri isteme hakkına sahiptir. Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir.Bu hükme göre borcunu ödeyen borçlunun makbuz alması ve dönemsel ödemelerin kayıtlara işlenmesi gerekir. Somut olayda davacı belge olarak hem makbuz hem de senet iadeleri sunmuştur. Usulüne uygun düzenlenmiş makbuz alacaklı veya temsilcisi tarafından imzalanan ve borçluya verilmesi bir yükümlülük olan, borcun ödendiğinin delilini teşkil eden borçlunun en sağlam ifa kanıtıdır. Senet iadesi ise makbuza göre daha zayıf bir delil olup borcun ödendiğine karine oluşturur. (TBK 103 ve 104. maddeler) Bu ödemenin aksi ispatlanabilir. Sözleşme de taraf olmayan Belediye aleyhine bu tür sözleşme ve senetlerin her zaman düzenlenmesi imkan dahilindedir. Öbür taraftan sözleşme ve bazı belgelerde de silinti kazıntı bulunmaktadır. HMK 207 maddesine göre “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr hâlinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir.” Hal böyle olunca ödeme belgelerinden makbuzun diğer davalı şirket tarafından usulüne uygun bir şekilde düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durularak, gerekirse bu konuda bir uzman bilirkişiden rapor alınmalı, senet iadelerinin ifadan kaynaklandığının anlaşılması halinde devre mülklerin rayiç değeri üzerinden geçerli kabul edilen ödeme miktarı ile sözleşme bedeli oranlanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... Belediyesi yararına BOZULMASINA, peşin alınan 888,03 TL harcın istek halinde davalı ...'na iadesine, 08/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.