Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18724 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3228 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Alaca Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)TARİHİ : 02/07/2013NUMARASI : 2013/132-2013/156Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, 25/03/2006 tarihinde evinde kullandığı Aygaz marka tüpünün bittiğini, bayiden yeni tüp alarak taktığını, bir süre sonra kullanmak için ocağı açıp ateş tuttuğunda büyük bir patlama olduğunu, ağır derecede yandığını, ellerini kullanamadığını, üçüncü şahıslar olmadan ihtiyaçlarını karşılayamadığını ileri sürerek davalıların maddi ve manevi tazminat ile halen çalışamamasından dolayı iş görememezlik tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Davalılar davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Aygaz A.Ş. Tarafından temyiz edilmiştir.1--6100 sayılı HMK’nun 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nun 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nun 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim Etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir..Somut olayda, mahkemece davanın kısmen kabulüne, davalı Allianz Sigorta A.ş nin tam işgöremezlik (3546,02 TL ) ile kısmi daimi iş göremezlik (28491,38 TL ) zararı toplamı 32.037,4 TL ile bu miktar tazminata dava tarihi olan 26.11.2007 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizinden sorumlu olması kaydı ile,3546,02 TL tam işgöremezlik,28.491,38 TL kısmi daimi işgöremezlik zararı ,davacının evinde oluşan zarardan dolayı 1835 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 58.874 ,4 TL maddi ve manevi tazminatın olay tarihi olan 25.03.2006 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilirken, toplam kabul edilen tazminat miktarının 53.872,40 TL olması gerekirken hesap hatası yapılarak bu toplamın 58.874,4 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturduğundan, HMK 297.maddesine aykırı olup bozma gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ:Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 800,00 TL harcın istek halinde iadesine, 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.