Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1870 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 28053 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kablüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı,... Eczanesinin sahibi olduğunu, davalı tarafından 26.01.2011 tarihli yazısı ile “glivec “ adlı ilacı içeren sahte raporlar hakkında yapılan inceleme sonucunda Ekim 2010 dönemi reçetelerinden 20.09.2010 tarihli ilaç kullanım raporunun sahte olduğu tespit edildiğinden ,2009 yılı eczane protokolünün 6.3.19 maddesi uyarınca olayda kasıt olmadığından cezai işleme gerek görülmediğini ancak sözleşmenin 4.3.6 Protokolün (6.3) maddesi uyarınca kuruma fatura edilen bir adet sahte ilaç kullanım raporu içeren reçete bedelinin faizi olan 12.078,44 TL nin kurum alacaklarından mahsup edilerek kesinti yapıldığını, protokol gereği ilacı alan kişiye kimlik sorma yetki ve yükümlülüklerinin olmadığını belirterek hakkında uygulanan işlemin hukuka aykırı olduğunu,alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, kuruma fatura edilen glivec isimli ilacın yeraldığı reçete ve raporun sahte olduğunu, ilacın teslimine ilişkin bilgilerin hayali kişilere ait olduğu, reçete teslim eden kişilerin kimliklerinin eczacı tarafından kontrol edilmediği, dava konusu reçetenin dolandırıcı kişiye verilmesine rağmen ... isimli hayali kişinin isminin yazıldığını, bu şekilde kimlik sorulmaması nedeniyle başka eczanelerden de aynı şekilde ilaç alındığı en son bir eczacının kimlik sorması üzerine olayın ortaya çıkarıldığını, yapılan cezai işlemin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. 2012/28053-2013/1870 Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı hakkında, davalı kuruma fatura edilen 11.10.2010 tarihli reçetenin arkasındaki imzanın hasta ve yakınına teslim edilmediğinin tespit edildiği gerekçesiyle sözleşmenin 4. 3.6 maddesine göre sözleşmede kararlaştırılan cezai şart uygulanmıştır. Dava konusu reçetenin arkasında ilacın teslim edildiği kişi olarak hastanın kendisine teslim edildiğini belirten şekilde teslimata ilişkin imzanın olduğu, ayrıca ilacın ilaç kullanım raporu ile kuruma fatura edilebilen ilaç olması nedeniyle reçete ile birlikte davacı eczacıya ibraz edilen ilaç kullanım rapor fotokopisine davacı tarafından aslının görüldüğünü belirtir “ aslı gibidir” kaşesinin vurularak imzalandığı anlaşılmaktadır. Adana 2. Ağır Ceza mahkemesinin 2011/80 esas sayılı dosyası kapsamında evrakta sahtekarlık ve dolandırıcılık suçlarına konu yapılan yargılamada dava dışı ...ve ... isimli kişiler tarafından sahte reçetelerle, yine sahte fotokopi ilaç kullanım raporları kullanılarak davacının içinde yer aldığı muhtelif eczanelerden ilaçlar aldıkları, ilaç kullanım raporlarının doktor imzalarının bulunduğu kısım aynı kalmak üzere üst kısımdaki isim sütunlarının fotokopi makinesinde değişik isimler yazılarak birden fazla ilaç kullanım rapor fotokopileri elde edilmek suretiyle bu fotokopi ilaç kullanım raporları ile eczanelerden ilaç temin ettikleri, olayın en son bir eczacı tarafından ilaç almak isteyen şahıstan kimlik sorması üzerine ortaya çıktığı tespit edilerek bu kişiler hakkında yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3.3 maddesinde;" eczanenin kuruma fatura ettiği reçetelerden bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçları teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmaz" sözleşmenin 6.3.19 maddesinde ise özetle davacının ve çalışanlarının olayda kastı olmadığından cezai işleme gerek duyulmadığı ,ancak sözleşmenini 4.3.6 maddesinde “ Protokolün (6.3) numaralı maddesindeki fiilerin tespit edildiği reçetede fiili ilgilendiren reçete veya ilaç bedeli ödenmez. Kurumca yapılan yersiz ödemeler varsa, ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiz ile birlikte eczacının Kurumda tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilir. 2012/28053-2013/1870Eczacının alacağının yersiz ödeme tutarını karşılamaması veya alacağının olmaması halinde genel hükümlere göre tahsil edilir.” Düzenlemesi gereğince davacının kurumdan doğan alacağından kesinti yapıldığı sabittir. Davacı tarafından, davalı kuruma fatura edilen reçete ekinde yer alan ilaç kullanım raporunun aslı bulunmadığı ve sahte olduğu halde davacı tarafından rapor üzerine davalı ... yanıltacak şekilde aslının davacı eczacı tarafından görüldüğüne dair “ aslı gibidir” şerhinin verildiği, ayrıca dolandırıcılık suçundan mahkum olan ... isimli kişinin ceza dosyası kapsamı itibariyle ilacı teslim alan ve ilacın teslimine ilişkin imzayı atan kişi olduğu sabit olmasına rağmen sahte raporda ismi yeralan Meryem Coşkun isimli kişiye teslim edilmiş gibi imzanın alındığı, bu şahıstan kimlik sorulmasa dahi...isimli kişinin cinsiyetinin erkek olduğu, sahte rapordaki ... isimli kişinin cinsiyetinin kadın olduğu dikkate alındığında davacı eczacının ilaç teslim ettiği kişinin gerçek hasta olmadığını tespit imkanı mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Somut olaya ilişkin yukarıda açıklanan aşamalar dikkate alındığında davacının sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği ve sözleşmeye aykırı davrandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davalı tarafından uygulanan cezai işlemin hukuka uygun olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanını kabulüne ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 143.30 TL kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 30.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.