MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı şirket, mülkiyeti davalılara ait taşınmaz üzerinde inşa edilecek yapının denetiminin yapılması konusunda davalılar ile aralarında sözleşme tanzim edildiğini, kendilerinin sözleşme gereğini ifa etmelerine rağmen davalıların denetim ücretinin takibe konu 41.126,53TL'sini ödemediklerini, denetim ücretinin tahsilini temin amacı ile davalılar hakkında yapılan ilamsız icra takibine ise haksız itiraz ettiklerini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve davalıların %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davacı ile yapı denetimine dair bir sözleşmelerinin bulunmadığını, yüklenici tarafından davacıya yapı denetim ücreti namı ile yapılan ödemelerin gizlenerek mükerrer tahsilat amaçlandığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi İçerikli Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'ne göre, yapı denetim ücretinden yüklenicinin sorumlu olduğu, ayrıca davalıların vermiş oldukları vekaletname gereği yapılan yapı denetim sözleşmesinin usulüne uygun olmaması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılar ile yapılan sözleşme uyarınca yapı denetim hizmetini ifa ettiklerini belirterek, kararlaştırılan ücretin tahsili için başlatmış olduğu icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmış; davalılar ise böyle bir sözleşme olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların vermiş oldukları vekaletname gereği yapılan yapı denetim sözleşmesinin usulüne uygun olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 5. maddesinde, yapı denetim hizmet sözleşmelerinin yapı sahibi ile denetim kuruluşu arasında akdedileceği hükme bağlanmış, bahsi geçen kanuna dayanılarak çıkarılan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 8. maddesinin 1 numaralı bendinde de yapı sahibinin, yapı denetimi hizmet sözleşmesini bizzat veya hukuken temsile yetkili vekili aracılığı ile imzalamak zorunda olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Yukarıda bahsi geçen yasal mevzuat uyarınca, yapının denetimi için yapı denetim kuruluşu ile hizmet sözleşmesinin imzalanması zorunluluğunun bulunduğu ve sözleşmenin de bizzat veya hukuken temsile yetkili vekil aracılığıyla yapı sahipleri tarafından imzalanması gerektiği anlaşılmaktadır. Davalılar, yapı denetimi hizmetinin davacı dışında başka bir firma tarafından yerine getirildiğini iddia ve ispat etmemişlerdir. Hal böyle olunca, geçerli bir sözleşme olmasa dahi, davacının vermiş olduğu hizmetin ücretini davalılardan talep etme hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Aksi halde davalılar sebepsiz zenginleşeceklerdir. Mahkemece, yukarıda açıklandığı üzere arsa sahibi olan davalıların anılan yasa uyarınca yapı sahibi oldukları gözetilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu yönlerin gözardı edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.