Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18666 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19690 - Esas Yıl 2014
Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, ...” eczanesi sahibi olduğunu, davalı ile yapılan sözleşmenin, savunması alınmadan, herhangi bir açıklama yapılmadan 18/02/2010 tarihli yazı ile toplam 2 yıl süreyle feshedildiğinin bildirildiğini, fesih işleminin haksız olduğunu ileri sürerek sözleşmenin 2 yıl süreyle feshine ilişkin kararın iptaline, sözleşmenin aynı koşullarda devamına karar verilmesini istemiştir.Davalı, fesih işlemine konu usulsüzlüklerin 13.01.2010 tarihli ve 28 rapor numaralı muhakkik raporunda tüm ayrıntıları ile yer aldığını, konuya ilişkin tüm deliller ve ayrıntılı açıklamaların söz konusu soruşturma dosyasında ve muhakkik raporunda mevcut bulunduğunu, bütün bu nedenlerle öncelikle var olan ihtiyati tedbir yoluyla durdurma kararının kaldırılmasını ve haksız olan davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, eczacı olup sözleşmesinin haksız olarak fesih edildiğinden bahisle feshin iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiş, mahkemece, davaya konu reçetelerin iğfal kabiliyeti olup ayrıca davacı eczacının sahte olsa dahi sahte belgeyi düzenleyen kişilerle birlikte suç işleme kastı ile hareket ettiğine dair herhangi bir delil elde edilememiş olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiş isede, kuruma fatura edilen reçetelerin sahte olduğu iddiasıyla, davacı eczacının da sanık olarak yargılandığı “Özel Belgede Sahtecilik, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık ” suçundanAğır Ceza Mahkemesi’nin 2010/205 esas sayılı dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Borçlar Kanununun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan, ceza mahkemesinde açılan söz konusu kamu davasının sonucunun, eldeki davayı etkileyecek nitelikte olduğu, davalının sahte reçete tanzim edip etmediği hususlarının belirlenmesi için, söz konusu ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmiştir. Değinilen bu yön gözetilerek söz konusu ceza davasının kesinleşmesinin, “bekletici sorun” yapılması gerekmekte olup sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA,(2) numaralı bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.