MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankadan kredi kullandığını, kendisinden kredinin kullanımı sırasında haksız yere kesinti yapıldığını ilesi sürerek şimdilik 500 TL nin davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 5.617,50 TL ne çıkarmıştır.Davalı,davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, talep konusu miktarın taraflar arasında tartışmasız ya da açıkça belirli olması halinde kısmi dava açılamayacağından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davacı, davalı bankadan ticari kredi kullandığını, kendisinden kesinti yapıldığını ileri sürerek yapılan kesintilerin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında 25.06.2012 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalanmış, kullanılan 250.000 TL tutarındaki kredinin 24 eşit taksitte geri ödenmesi kararlaştırılmış ve buna ilişkin olarak 25.06.2012 tarihli “Tüketici Kredileri Eşit Ödeme Planı” düzenlenmiştir. Kredi sözleşmesi genel kredi sözleşmesi olarak düzenlenmesine rağmen ödeme planında tüketici kredisinden bahsedilmiştir. Hal böyle olunca, öncelikle dosyada bulunan geri ödeme planı üzerinde durularak kredinin genel kredi sözleşmesi mi yoksa tüketici kredisi sözleşmesi mi olduğu hususunun tespiti gerekir. Kredinin tüketici kredisi olduğunun tespiti halinde davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılması, aksi durumda davacıdan alınan 5.617,50 TL masrafın ne kadarının zorunlu, ne kadarının belgeye dayanmayan ve zorunlu olmayan masraf olduğu hususu davanın açılması sırasında belli olmadığından, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.