Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18541 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 31396 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/07/2013NUMARASI : 2012/106-2013/303Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı Klüp ile arasında 2010-2011 futbol sezonuna ilişkin olarak 14.7.2010 başlangıç ve 31.5.2011 bitiş tarihli “Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi” ve 12.7.2010 tarihli “Protokol” başlıklı sözleşme imzalandığını, 9.2.2011 tarihli ihtarla sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, iş bu sözleşmeler gereğince davalıdan, 3.984,56 TL net asgari ücret, 140.000,00 TL peşinat ücreti ve 67.812,50 TL maç başı ücretleri olmak üzere toplam 211.766,22 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000,00 TL’nin, fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 23.5.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de, talep miktarını 49.404,00 TL’ye çıkarmış, davalı Klüp tarafından verilen para cezasının ise iptalini talep etmiştir.Davalı, davacının başvurusu üzerine, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK) tarafından verilen karar ile tarafların hak ve borçlarının hükme bağlandığını, Tahkim Kurulunun 28.7.2011 tarihli kararı ile de davacının Klüp’ten alacağı olmadığının tespit edildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, “alınan bilirkişi raporu gereğince, davacının, davalı Klüpten toplam 45.287,00 TL alacağı bulunduğu, bu miktardan davacıya kesilen 27.000 TL para cezasının mahsubundan sonra kalan bakiye alacağın 18.580,31 TL olduğu” belirtilerek, davanın kısmen kabulüne, 18.580,31 2013/31396 2014/18541TL’nin 10.000,00 TL’lik kısmına dava tarihinden, 8.580,31 TL’lik kısmına ise ıslah tarihi olan 04.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un Tahkim Kurulu ve görevlerini düzenleyen 13 ve 14. maddesi, 4.12.2007 tarihi ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.11.2007 tarih ve 5719 sayılı kanunun 10. ve 11. maddeleri ile değiştirilmiş, yine bu kanunun 9. maddesi ile de kanunun 12. maddesinden sonra gelmek üzere 12/A maddesi eklenmiştir. 3813 sayılı kanuna 5719 sayılı kanunla eklenen “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” başlıklı 12/A maddesinde önce bu kurulun oluşumu usulü ve çalışma usulleri açıklandıktan sonra, “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” Kulüpler ile kulüpler, kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri, oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, tarafların başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar.” hükmüne yer verilmiştir. 5719 sayılı kanunla değişik 3813 sayılı kanun, 7.5.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5894 sayılı kanunla uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak ilk derece hukuk kurulları (ki bunlar arasında Uyuşmazlık Çözüm Kurulu da yer almaktadır) ile bunların üstünde olmak üzere Tahkim Kurulu gösterilmişse de, bu kurulların görevine girecek uyuşmazlıkların nelerden ibaret olduğu konusunda açık bir düzenleme getirilmemiş, bu düzenleme TFF ana statüsüne bırakılmıştır. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun görev ve yetkileri Futbol Federasyonunun ana statüsünde belirlenmiştir.TFF ana statüsünde, TFF Genel Kurulu’nca yapılan değişiklik 21.7.2011 tarih ve 280001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ana Statünün, 21.7.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren değişik 56.maddesinde, “Kulüpler, futbolcular teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri, sağlık personelleri ve müsabaka organizatörleri aralarındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilafların çözümü için Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun yetkisini kabul edip etmemekte serbesttirler. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun yetkili olabilmesi için tarafların ihtilafın ortaya çıkmasından sonra kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri şarttır. Bununla birlikte sportif cezalarla, 2013/31396 2014/18541yetiştirme tazminatına ilişkin ihtilaflar münhasıran Uyuşmazlık Çözüm Kurulu önünde çözülür. Bu kararlara karşı ancak Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme ile, Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun, mecburi tahkim ve ihtiyari tahkim şeklinde iki ayrı görevi bulunduğu, sadece sportif cezalarla yetiştirme tazminatlarına ilişkin uyuşmazlıkların mecburi hakem olarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nda görülebileceği, diğer uyuşmazlıkların ise, genel hükümlere tabi olup, ancak her iki tarafın da yazılı olarak kabul etmesi halinde, Kurul tarafından ihtiyari tahkim sıfatıyla bakılıp sonuçlandırabileceği ve bu kararlara karşı genel hükümler uyarınca yargı yoluna başvurulabileceği anlaşılmaktadır. Yine geçici 1. madde uyarınca da, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nca henüz karara bağlanmamış ihtilaflarda taraflara Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun ihtiyari yetkisini kabul edip etmediklerinin 10 günlük kesin süre içerisinde bildirmeleri, tarafların Kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri halinde, dosyanın yeni teşekkül ettirilecek hakem heyeti tarafından karara bağlanacağı, söz konusu süre içerisinde taraflarca Kurulun yetkisinin yazılı olarak kabul edilmemesi halinde ise taraflara hakları da hatırlatılmak suretiyle dosyalarının ve harçlarının iade edileceği kararlaştırılmıştır. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; iş bu davadaki talebin, davalı Klüple sözleşmesini fesheden davacı futbolcunun, ücret alacaklarının tahsili ile, Klüp tarafından verilen para cezasının iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacının, daha önce 18.2.2011 tarihli dilekçe ile aynı sözleşmeden kaynaklanan taleplerle Uyuşmazlık Çözüm Kuruluna başvurduğu, adı geçen Kurulca 18.5.2011 tarihinde verilen karara karşı yapılan itiraz üzerine de Tahkim Kurulu Başkanlığının 28.7.2011 tarihli kararıyla, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği, tüm dosya kapsamıyla sabittir. O halde az yukarda değinilen 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun ve bu Kanunda yapılan değişiklikler ile, TFF ana statüsünün, 21.7.2011 tarih ve 280001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren değişik 56.maddesinde öngörülen hükümler, geçici 1. madde ve daha önce Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nda açılıp karara bağlanan dava dosyası birlikte incelenerek, olayda kesin hükmün mevcut olup olmadığı değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.2-Davacının, iş bu davadaki taleplerinden biri de, “davalı Klüp tarafından verilen para cezasının iptali istemine” ilişkindir. Mahkemece, davacıya verilen para cezasının niteliği, “sportif ceza” niteliğinde olup olmadığı, dolayısıyla söz konusu uyuşmazlığın, Türkiye Futbol Federasyonu Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nca görülebilecek mecburi tahkime tabi olup olmadığı konusunda da inceleme ve değerlendirme yapılmamış, bu talep yönünden mahkemenin görevli olup olmadığı irdelenmemiştir. Kaldı ki hükme esas alınan 24.4.2013 tarihli bilirkişi raporunda, “davacıya verilen para cezalarının yerinde olup olmadığı hususunda, itiraz merci adli yargı olmadığından bu hususun tarafımızca değerlendirilemeyeceği” şeklinde görüş bildirilerek, davacıya verilen para cezasının, yerine olup olmadığı konusunda bir inceleme de yapılmamıştır. Buna rağmen mahkemece, davacının “para cezasının iptali istemine” ilişkin olarak, gerekçede herhangi bir açıklama yapılmadan, davacının alacağından, 27.000,00 TL para cezası mahsup edilerek hüküm kurulmuştur. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, resen dikkate alınması gereken bir husus olduğundan, davacının bu talebi yönünden, mahkemece öncelikle görevli olup olmadığının irdelenmesi, mahkemenin görevsiz olduğu sonucuna varılması halinde görevsizlik, aksinin kabulü halinde ise, işin esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 3.bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 10.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.