Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18345 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10028 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının ve dava dışı üçüncü kişilerin vekili olarak ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/114 esas sayılı dosyası ile...Müdürlüğü aleyhine kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat talepli dava açtığını, yargılama sırasında davalı tarafından haksız azledildiğini ileri sürerek, lehine tahakkuk eden 7.746TL vekalet ücretinin tahsili için başlatmış olduğu icra takibine yönelik haksız itirazın iptaliyle, lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüne, davalının Bakırköy 17. İcra Müdürlüğünün 2013/10203 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 7.198,00TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin alacağın likit olmaması nedeniyle reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, haksız azil nedeniyle vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı haksız azledilmiştir. Haksız azledilen avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Dosya kapsamı incelendiğinde, mahkemenin karara esas aldığı 22.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacı avukatın talep edebileceği vekalet ücretinin, mahkeme kararında tespit ve tahsiline karar verilen miktarın davalının veraset ilamındaki payı üzerinden AAÜT ne göre hesaplanacak olan nispi vekalet ücreti olduğu düşüncesi ile, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/114E.-2013/309K. sayılı ilamıyla belirlenen 434.520,00TL kamulaştırma bedeli üzerinden, vekalet ücreti hesabı yapıldığı görülmüştür. Halbuki, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/114E sayılı dosyasında, davacının azledildiği tarihte, dosyanın harçlandırılmış dava değeri 10.000TL dir. O halde, mahkemece, vekalet ücreti hesabının harçlandırılmış bedel üzerinden yapılması gerekmekteyken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, davalı lehine bozmayı gerektirir.3-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında, takip konusu davacının davalıdan talep ettiği bedel belirli olduğundan likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı lehine bozmayı gerektirir.SONUÇ:(1) nolu bentte belirtilen nedenle kararı temyiz eden her iki tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, 2-İkinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına, 3-Üçüncü bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.