Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18302 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17144 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 11/03/2013NUMARASI : 2012/291-2013/117Taraflar arasındaki menfi tespit ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı... Paz. İnş. Tic. Ltd. Şti. vekili avkuat .. geldi, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, davalı ve yakınlarına ait kooperatif hisselerinin devri ve 35.000 DM nakit ödenmek suretiyle satış vaadi sözleşmesi yaptıklarını, dava dışı kooperatifin satış vaadine konu taşınmaz inşaatını tamamlayamaması nedeniyle davalı tarafından satış vaadi sözleşmesine konu bedeli talep etmek için aleyhlerine icra takibi yaptığını, bunun üzerine davalı ile biraraya gelerek protokol yaptıklarını bu protokole göre 14 nolu taşınmazın tapu devrinin davalıya yapıldığını, 31 nolu taşınmazın ise devri için yapılan ihtarlara rağmen devrini almaması nedeniyle sözleşmeyi feshettiklerini belirterek;davalı tarafından kendileri aleyhine yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesin talep etmiştir.Birleşen dava ile aynı sebeblere dayalı olarak sözleşmenin feshi nedeniyle davalıya devri yapılan 14 nolu taşınmazın bedeli ile davalının kendilerine devri kararlaştırılan kooperatif hisselerinin kendilerine ait olduğu inancıyla kooperatife yapılan 5.781 TL ödemenin iadesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL'nin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı,satış vaadi sözleşmesi ile davacı tarafa 145.000 DM ödediğini, sonrasında davacılar ile yapılan protokole göre kendisine devri gereken taşınmazları davacıların devretmediğini,protokole konu 14 nolu taşınmazı bedelini ödeyerek üçüncü kişiden kendisinin satın aldığını,protokole konu 31 nolu yeri davacının devretmek için kendisine ihtar çektiği tarihte malik olan kişinin davacı tarafa verdiği vekaletten azil nedeniyle 2013/17144 2014/18302devir imkanı olmadığını,ayrıca davacı tarafın kendisi adına kooperatife 5.781 TL ödeme yaptığı iddiasının doğru olmadığını bu ödemeyi kendisinin yaptığını savunmuştur.Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava,taraflar arasında yapılan 30.07.1998 ve 25.02.2003 tarihli sözleşmelerin feshine bağlı olarak davalı tarafından yapılan icra takibi nedeniyle davacıların asıl davaya konu menfi tespit ve Davacı .....Ltd.Şti'nin birleşen davaya konu alacak istemine ilişkindir.Davacılar ile davalı arasında yapılan 30.07.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle 7 ve 11 nolu inşaat halindeki taşınmazları davalı,davacılardan 145.000 TL bedelle satın almıştır.Bu sözleşmenin yapılmasından sonra tarafların kabulünde olduğu üzere davacılar ile davalının biraraya gelerek 30.07.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesini tadil etmek suretiyle 25.02.2003 tarihli “ protokol” başlıklı yeni bir sözleşme yaptıkları,bu sözleşmenin yapılması ile 30.07.1998 tarihli sözleşmenin hükümsüz hale geldiği anlaşılmaktadır.25.02.2003 tarihli sözleşme ile 30.07.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesinde davalı tarafından ödendiği belirtilen 145.000 DM bedelin ödenme şekli açıklanmış olup;bu açıklamalara göre satış vaadi sözleşmesine konu 7 ve 11 nolu taşınmazların her birinin değerinin 70.000 DM kabul edilerek her iki taşınmazın toplam bedelinin 140.000 DM olarak belirlendiği,davalının bu satış bedelini kendisi ile birlikte 5 kişiye ait Saygınkent yapı kooperatifinde bulunan üyelik haklarını davacı şirkete devretmeyi taahhüt ettiği ve bu üyelik hakkı bedelleri üzerine miktarı sözleşmede belirtilmeyen nakdi ödeme yapmak suretiyle 140.000 DM tamamlanan bedel karşılığında satın aldığı kararlaştırılarak,davalıya 5 adet kooperatif üyeliğini davacı şirketin göstereceği kişilere devir etme yükümlülüğü getirildiği anlaşılmaktadır.25.02.2003 tarihli sözleşmenin devamında önceki satış vaadi sözleşmesine konu 7 ve 11 nolu taşınmazların tamamlanmaması üzerine davalının satış vaadi sözleşmesindeki bedeli icra takibi yoluyla davacılardan talep ettiği,bu aşamada tarafların biraraya gelerek önceki sözleşmede kararlaştırılan 7 ve 11 nolu taşınmazlar yerine Koşu tepesi Konut yapı kooperatifine ait 14 nolu yerin maliki olan Kemal Alsancaktan bedeli davacı şirket tarafından ödenerek satın alınmak suretiyle davalıya satışının yapıldığı,ayrıca aynı yerdeki 31 nolu taşınmazında davalıya devrinin yapılması ile davalının açtığı asıl davanın konusu olan icra takibine ilişkin borcun ödenmiş sayılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.Davacılar, dava dilekçesinde 25.02.2003 tarihli sözleşmede iki taşınmazın bedeli 140.000 TL olarak gösterilmiş ise de,bunun maddi bir hataya dayandığını,gerçek bedelin 30.07.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesinde belirlenen 145.000 DM olduğunu,bu bedelin 110.000 DM kısmının davalının devretmeyi taahhüt ettiği 5 adet kooperatif üyelik hakkı bedeli olduğu,kalan 35.000 DM kısmı davalının kendilerine nakit olarak ödediğini iddia etmişlerdir.25.02.2003 tarihli protokol başlıklı sözleşmenin yapılmasından sonra bu sözleşmede belirlendiği şekilde davacılar tarafından 14 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının davallıya devrinin sağlandığı,diğer 31 nolu bağımsız bölümün devrinin yapılması ve davalının devretmeyi taahhüt ettiği kooperatif hisselerinin davacı şirketin gösterdiği kişilere devrinin sağlanması amacıyla davacı .....Ltd.Şti. Tarafından davacıya gönderilen 15.06.2006 ve 30.03.2011 tarihli ihtarnamelere davalının uymaması ve üzerine düşen edimi yerine getirmemesi nedeniyle davacı taraflarca sözleşmenin geriye dönük olarak haklı nedenlerle feshedildiği anlaşılmaktadır.Sözleşmenin geriye dönük olarak haklı feshi nedeniyle 25.02.2003 tarihli sözleşmeye göre tarafların kısmi olarak yerine getirdikleri taahhütlerine konu bedelleri karşılıklı talep etme hakkının doğduğunun kabulü gerekir.Bu kapsamda asıl davaya ilişkin olarak yapılan incelemede; asıl davanın konusunun davalı tarafından 30.07.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesine konu edilen 145.000 DM bedelin tahsili istemi ile davacılar aleyhine yapılan icra takibine karşı davacıların açtığı menfi tespit talebi olduğu anlaşılmaktadır.30.07.1998 tarihli sözleşmenin tadili suretiyle 25.02.2003 tarihli sözleşmenin yapıldığı bu sözleşmede davacı tarafların kabulünde olduğu üzere 145.000 DM satış bedelinin davalı tarafından bir kısmının 5 adet kooperatif üyelik hakkının davacı tarafa devri suretiyle kalan bedelinde nakit ödeme yapılarak ödenmesinin kararlaştırıldığı,davacı taraflarca dava dilekçesinde belirtildiği üzere davalının üzerine düşen 35.000 DM nakit ödemeyi yaptığı,ancak sözleşmeye göre davalının devrini taahhüt ettiği koperatif hisselerini davacı şirkete veya şirketin gösterdiği kişilere devrettiğini ispat edemediği anlaşılmaktadır.Bu durumda davalının sözleşmeye göre davacı tarafa ödemeyi taahhüt ettiği nakit ödeme yönünden davacının kabulünde olan 35.000 DM'dan fazla ödeme yapıldığının davalı tarafından iddia edilmesi halinde bu ödemeye ilişkin olarak davalıya yasal delillerle ispat imkanı tanınmalı,davalının 35.000 DM'dan fazla ödeme yaptığını ispat etmesi halinde bu miktar yönünden,aksi halde davacı tarafların kabulünde olan 35.000 DM yönünden davalının icra takibinde haklı olduğu gözetilerek,davalının, menfi tespit davasına konu icra takibinde kendi nakit ödemesini aşacak şekilde talep ettiği 110.000 DM alacak istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.2-Birleşen davaya ilişkin olarak yapılan incelemede; Davacı dava dilekçesinde ilk talep olarak,sözleşmedeki edimlerin ifası kapsamında davalıya tapu devri yapılan 14 nolu bağmısız bölümün değerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.25.02.2203 tarihli sözleşmenin yapılmasından sonra bu sözleşmeye uygun olarak 14 nolu bağımsız bölümün 26.02.2003 tarihinde davalıya tapu devrinin yapıldığı anlaşımaktadır.Taraflar arasındaki 25.02.2003 tarihli sözleşmenin feshi nedeniyle bu sözleşmeye göre davacı tarafından davalıya devri sağlanan 14 nolu taşınmazın bedelinin davacılara iadesi gerektiği gözetilerek bu yönde yapılacak inceleme sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine dari hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.3- Birleşen dava dilekçesinde davacının diğer talebi olarak, sözleşmede davalı tarafından kendilerine devri kararlaştırılan kooperatif hisselerinin kendilerine ait olduğu inancıyla dava dışı kooperatife 5.781 TL aidat ödemesi yaptıklarını iddia ederek bu bedelin davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.Davalı ise savunmasında bu bedeli kendisinin ödediğini iddia etmiştir.Davacı şirket 5.781 TL aidat ödemesi yaptığını genel ispat kuralları çerçevesinde yasal delillerle ispat etmelidir.Davacı delil olarak dava dışı kooperatif kayıtlarına dayandığı anlaşılmakla,mahkeme kooperatiften 5.781 TL ödemenin kim tarafından yapıldığına ilişkin kayıtlar celbedilerek,bu kayıtlar üzerinde ve tüm dosya kapsamına göre yapılacak değerlendirme sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacılar yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 9.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.