MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, davalı şirketten taksitle alışveriş yaptıklarını, buna ilişkin davalı ile taksitli satış sözleşmesi yapılarak bu sözleşmeye istinaden 8 adet bono düzenlendiğini, süresinde ödeme yapılmaması üzerine davalı tarafından takip başlatıldığını, muacceliyet sözleşmesindeki gecikme faizi ve cezai şarta ilişkin hükümlerin haksız şart oluşturduğunu, sözleşmeye istinaden düzenlenen 8 adet bononun nama yazılı olmadığını ileri sürerek, ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/19789 Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, eğer taksitli satış sözleşmesi ve bonolar geçerli kabul edilecek ise de haksız şart niteliğindeki muacceliyet sözleşmesinin iptaline karar verilmesini ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemişlerdir.Davalı, davacıların taksitli alışveriş yapmadığını, davacıların alışveriş bedelini ödememeleri üzerine takibe konu bonoların düzenlendiğini, muacceliyet sözleşmesindeki hükümlerin haksız şart oluşturmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davacı ... yönünden davanın kabulüne, davacı ... yönünden ise davanın kısmen kabulü ile davacının takip dosyasında takip tarihi itibariyle 9.622,45TL asıl alacak ve 12,39TL faiz toplamı 9.634,84TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava haksız şart iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Davacı ... yönünden mahkemece, davacının kefil olduğu, kefaletin adi kefalet niteliğinde olduğu, asıl borçluya müracaat etmeden kefile gidilemeyeceği gerekçe gösterilerek adı geçen davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Oysa dosyada bulunan sözleşme ve bonoları davacı ... asıl borçlu sıfatıyla imzalamış olduğu gibi aksi yönde bir iddiası da bulunmamaktadır. O halde mahkemece, davacı ...’nın da asıl borçlu sıfatıyla imzaladığı bonolar nedeniyle takip tarihi itibariyle borçlu olduğu miktar tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması ve bozma nedenine göre hükmedilecek vekalet ücretinin de yeniden dikkate alınması gerektiğinden, açıklanan husus göz ardı edilerek, davacı ...'nın menfi tespit istemi yönünden davanın tümüyle kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 164,54 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.