Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17963 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20684 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yaptırılan SOFULU Toki Konutlarından daire satın aldığını, dairenin teslimatının yapılmasına rağmen teslimin birçok eksik ile yapıldığını ve taşındıktan sonra birçok ayıplı iş belirlediğini, bir kısmını kendi imkanları ile tamamladığını, buna rağmen tamamlanmayan eksik ve ayıplı imalatın mevcut olduğunu, bunun yanında apartmanın ortak kullanım alanlarında da eksik imalat bulunduğunu ileri sürerek, yapılacak keşif neticesinde daire içerisinde ve ortak kullanım alanlarında belirlenecek eksik ve ayıplı işlerin belirlenerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500,00 TL'nin faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi, bilahare vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile de bilirkişi raporunda belirtilen miktar 4.130, 53 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı, dairede ayıp ve eksik bulunmadığını sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, ayıp ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda belirtilen miktar üzerinden 4.130,53 TL'nin tahsili yönünde davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan Türk Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 223.maddesi uygulanacaktır. Türk Borçlar Kanununun 223.maddesine göre, ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa bu durumu da hemen satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. TBK’nun 223. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Hemen belirtmek gerekir ki eksik iş, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı iş ise eserde olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade eder. İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazı kayıt koymasına gerek yoktur İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü sadece ayıplı işler içindir.4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki eksiklik nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakılacak olursa; davacı ile sözleşmenin 19.2.2008 tarihinde düzenlendiği, konutun 17.3.2009 tarihinde teslim edildiği, davalı idare tarafından geçici kabulün 25.8.2008 tarihinde, kesin kabulün ise 15.10.2010 tarihinde yapıldığı, davacının 28.8.2011 tarihli ihtarname ile, konut ve ortak alanlarda bulunan açık ve gizli ayıplar ile eksik imalatların 10 gün içerisinde tespiti ve maliyet bedelinin yatırılmasının istendiği, ihtarnamenin 5.9.2011 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Dava konusu Sofulu Konut'larında mahkemece keşif yapılmış ve konusunda uzman inşaat mühendisi bilirkişi tarafından 28.2.2014 tarihli rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi, gizli ayıpların ortaya çıkması gereken tarih olarak konutun tesliminden sonra en az bir kışın geçmesi gerektiğini belirtmiştir. Davacının konutu teslim ile ihtarname tarihine göre iki kışın geçtiği görülmektedir. Kaldı ki, konutların bulunduğu Adana ilinde kış mevsiminin diğer il ve yörelere göre daha ılıman geçtiği de bilinmektedir. Dolayısıyla mahkemenin, bilirkişinin tespitine yönelik olarak, işin mahiyeti gereği bilimsel bir kesinlik içermemektedir gerekçesinde hukuka uyarlılık bulunmamaktadır. Diğer bir söyleyişle, daire ve ortak alanlardaki gizli ayıpların süresinde yapılmadığının kabulü ile reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Davacının dairesi ile ortak alanlardaki eksik imalatlar yönünden ise, davalı idarenin 17.12.2010 tarihli ve 6245 sayılı başkanlık makam oluru ile kurulan nam ve hesap komisyonu tarafından giderilmekte olduğunun mahkemeye gönderilen cevabi yazı ile anlaşıldığı ve eksikliklerin tamamlanması konusunda Sofulu Konut'larına ilişkin idare tarafından kurulan komisyon tarafından giderilmekte olduğunun aynı mahkemenin 2013/280 esas ve 2014/658 karar sayılı ilamın gerekçesinde açıkça belirtilmesine ve dava konusu konutların aynı site içerisinde yer almasına karşın, dava ve keşif tarihi itibariyle sözkonusu eksik imalatların ne kadarının tamamlanıp tamamlanmadığının belirlenmediği, bilirkişi raporu doğrultusunda tamamı yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, az yukarıda belirtildiği şekilde, idarece kurulan komisyon ile davaya ihbar olunan yüklenici müteahhit firmalara eksik imalatların ne kadarının tamamlatılıp tamamlattırılmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. Ve 3.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 3.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.