... vekili avukat ... ile ...Başkanlığı vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında .... Tüketici Mahkemesinden verilen 19.11.2009 tarih ve 2009/203-540 sayılı hükmün Dairenin 23.2.2012 tarih ve 2948-3802 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARARDavacı, Başakşehir projesinden daire satın alıp, peşinatını yatırmış olmasına rağmen, proje iptal edildiğinden daire sahibi olamadığını, bu nedenle ödemiş olduğu peşinatın iadesi için Ankara 3. Tüketici Mahkemesinin 2009/203 esas ve 2009/540 karar sayılı dosyası ile, davalı... ve Yapı Endüstrisi Limited Şirketi’ne karşı alacak davası açtığını, davanın, Yapı Endüstrisi Limited Şirketi yönünden kabul, diğer davalı... yönünden ise reddine karar verilip, temyiz ve karar düzeltme aşamalarından da geçmek suretiyle kesinleştiğini, ne var ki, davalıları aynı olan ve aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan emsal nitelikteki başka bir dosyada karar düzeltme talebinin kabul edildiğini, yapmış oldukları incelemede,...’nin emsal dosyadaki bozma ilamında değinilen 27.11.2007 tarihli vekaletnameyi, dava konusu dosyaya sunmadığını, oysa ki bu vekaletname ile davalı...’nin, Başakşehir projesi kapsamında, “taşınmazları pazarlamaya, idarenin onayı ile satmaya, satış sözleşmesi düzenlemeye, satış bedellerini almaya, hesap açmaya, bu hesabı işletmeye, bu hesaptan kendisi ya da 3. kişilere ait başka banka hesaplarına transfer etmeye, havale yapmaya, nakit çekmeye mezun ve yetkili olduğuna” dair diğer davalı Yapı Endüstrisi Limited Şirketini vekil tayin ettiğini, dolayısıyla söz konusu vekaletname içeriğinin,...’nin sorumluluğuna dair tüm beyanlarını teyit etmekte olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 375-ç bendi ve devamı hükümlerine göre yargılamanın iadesi yoluna başvurmak zorunda kaldığını ileri sürerek, kesinleşmiş mahkeme kararının kaldırılarak 35.730 TL alacağın 8.8.2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı... den de tahsiline karar verilmesini istemiştir. 2012/11499 2013/1771Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizce onanmış, davacı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Dava, yargılamanın iadesi istemine ilişkin olup, davacının, davalı ... mülkiyetinde bulunan taşınmaz üzerine, dava dışı Yapı Endüstrisi Limited Şirketi tarafından inşa edilecek olan, Başakşehir projesindeki 542/547 ada, 1 parsel numarasına kayıtlı C 1 Blok 1. kat 16 no’lu daireyi satın almak üzere “Gayrimenkul İnşa ve Satış Vaadi Sözleşmesi” imzaladığı, satış bedeli olan 119.100 TL’den peşinat olarak talep edilen 35.730,00 TL’yi bildirilen banka hesabına 18.9.2007 tarihinde yatırdığı, ancak Yapı Endüstrisi Limited Şirketi ile davalı... arasındaki sözleşmenin feshedildiği, davacının ödemiş olduğu peşinat bedelinin, davalı... ve adı geçen şirketten tahsili istemiyle, Ankara 3. Tüketici Mahkemesinin 2009/203 esas ve 2009/540 karar sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu davanın, Yapı Endüstrisi Limited Şirketi yönünden kabul edilmekle birlikte, davalı... yönünden ise reddedildiği, davacı tarafından temyiz edilen kararın Dairemizce 20.9.2010 tarihinde oy çokluğu ile onandığı, karar düzeltme talebinin de 28.4.2011 tarihinde oy çokluğu ile reddedilerek, kararın kesinleştiği, davacının yargılamanın iadesi talebiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. “Yargılamanın iadesi”, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 374 ve devamı( 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445 ve devamı) maddelerinde düzenlenen ve kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilen bir kanun yoludur. Yargılamanın iadesi talebi, hukuki niteliği itibariyle bağımsız bir dava olduğundan, ayrı bir esasa kaydedilerek ve duruşma yapılarak incelenmesi gereklidir. 23.5.1956 gün ve 8/9 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği gibi mahkemenin, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmeleri ve belirlenen günde duruşmaya gelmeleri için davetiye gönderip duruşma yapmadan, dosya üzerinden inceleme yapmak suretiyle talebi karara bağlaması mümkün değildir. Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 379. maddesinin 1. fıkrasında da “Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, b)Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, c)İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını kendiliğinden inceler.” Hükmü bulunmaktadır. 2012/11499 2013/1771Somut olaya bakıldığında, davacı tarafından verilen yargılamanın iadesi talebine ilişkin dava dilekçesi, davalı tarafa tebliğ edilmiş ve davalı tarafından da dosyaya cevap dilekçesi sunulmuşsa da, dava ayrı bir esasa kaydedilmeden ve duruşma yapılmadan karar verilmiş olduğu görülmektedir. O halde az yukarda da değinildiği üzere, yargılamanın iadesi talebi, yeni bir dava niteliğinde olduğundan, mahkemece ayrı bir esas numarasına kaydedilip, yöntemine uygun biçimde taraflara iddia ve savunmalarını bildirmeleri ve belirlenen günde duruşmaya gelmeleri için davetiye gönderilerek, duruşma yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, 23.5.1956 gün ve 8/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 374 ve devamı maddelerine aykırı olacak biçimde, kesinleşmiş olan davaya ilişkin esas numarası üzerinden ve duruşma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce sehven onandığı, bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacının karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemize ait 23.2.2012 tarihli ve 2012/2948 esas, 2012/3802 karar sayılı “onama” ilamının kaldırılmasına, mahkemece verilen hükmün, az yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2-Bozma nedenine göre, davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ : Yukarda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemize ait 23.2.2012 tarihli ve 2012/2948 esas, 2012/3802 karar sayılı “onama” ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarda açıklanan gerekçelerle BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer karar düzeltme itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 29.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.