MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan ... vekili avukat ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ...’in murisinden intikal eden paranın ... diğer davalı mirasçı tarafından usulsüz çekilmesi nedeniyle, davalı ...’in avukatı olarak diğer davalı ve dava dışı banka aleyhine İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2001/479 esas sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, bu davanın açılmasından sonra davalıların kendi aralarında miras taksim mukavelesi yaptıklarını ve davalı ... vekili tarafından mahkemeye verilen dilekçe ile dava konusu miktarın tamamının miras taksim yoluyla alındığının belirtildiğini, bunun üzerine davanın davalı ... yönünden sulh nedeniyle, banka yönünden ise esastan reddine karar verildiğini, kararın temyiz aşamasında davalı ... tarafından yeni vekil atanmak suretiyle kendisinin vekilliğine son verildiğini, vekalet ücretinin ise ödenmediğini ileri sürerek, Avukatlık Kanununun 164. 165. maddeleri gereğince, %20 oran üzerinden 150.000,00 TL ve karşı taraf vekalet ücreti olarak da 33.623,33 TL ücret alacağından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100.000 TL’lik kısmının, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece vekalet ücreti alacağına esas olan davanın sulh ile sonuçlanması nedeniyle her iki davalının da vekalet ücretinden sorumlu olduğu kabul edilerek, bilirkişi tarafından söz konusu davanın karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.2012/4795-2013/1764 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu vekalet ücreti alacağına esas olan davanın sulh ile sonuçlanması nedeniyle, Avukatlık kanununun 165. maddesi gereğince davalılar, davacı avukata karşı vekalet ücretinden müteselsil sorumlu olup, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Davacıya ödenmesi gereken vekalet ücretinin tespit edilebilmesi için ise öncelikle, uyuşmazlığa uygulanacak olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin belirlenmesi zorunludur. Bilindiği üzere, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu, 2.5.2001 tarihinde 4467 sayılı Yasa, 13.1.2004 tarihinde de 5043 sayılı Yasa ile değişikliğe uğramıştır. 5043 sayılı Yasanın 7. maddesi ile 1136 sayılı Avukatlık Kanununa eklenen “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, kesin olarak hükme bağlanmamış bütün ihtilaflarda bu kanunun değişik hükümleri uygulanır” hükmünü içeren geçici 21. madde, Anayasa Mahkemesince 8.2.2008 tarihinde iptal edildiğinden, avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, sözleşmelerin kurulduğu, hukuki yardımın başladığı tarihte yürürlükte olan Avukatlık Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Somut olayda, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi mevcut olmayıp, davacı avukat tarafından 16.4.2001 tarihinde vekalet ücretine esas İzmir 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2001/479 esas sayılı davası açıldığına göre uyuşmazlık, sözleşmenin kurulduğu tarihte yürürlükte olan 1136 sayılı Kanunun, 4667 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki hükümlerine göre çözümlenmelidir. 1136 sayılı Kanunun, 2.5.2001 tarihli 4467 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki 163/son maddesi gereğince de, avukat ile müvekkil arasında yazılı bir ücret sözleşmesinin bulunmadığı durumlarda talep edilebilecek vekalet ücretinin, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenmesi gereklidir. O halde mahkemece, hukuki yardımın başladığı tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacının hak ettiği vekalet ücreti belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, açıklanan husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: 1. bent gereğince davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı ...'ya ödenmesine, peşin alınan 910.00 TL. temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.