MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici MahkemesiTARİHİ : 27/06/2012NUMARASI : 2011/831-2012/540Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı,davalı banka tarafından verilen .... nolu kartının hamili olduğunu,bu kartın sadece kendi kullanımına ait olduğunu,internet bankacılığına başvurmadığını ve garanti sanal kredi kartı kullanmadığını,internetten kredi kartına ilişkin işlemleri incelediğini ve kendi yaptığı 02.05.2008 tarihli harcamadan sonra 4.837,23 TL tutarında harcamanın olduğunu öğrendiğini,bu harcamaların hiçbirisinin kendisi tarafından yapılmadığını,zira bu harcamaları yapan kişi her nasılsa kredi kartı bilgileriyle adına sanal kredi kartı çıkardığını ve internet üzerinden alışveriş yaptığını,olayı öğrendiğinde daha fazla mağdur olmamak için kredi kartlarını iptal ettirdiğini, 02.05.2008 tarihinden sonra yapılan harcamalara itiraz ederek davalı bankaya noter kanalı ile ihtar çektiğini,kendi üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ileri sürerek,...... nolu kredi kartı ile 02.05.2008 tarihinden sonra yapılan harcamalardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı,söz konusu işlemlerin davacının hiç kimse ile paylaşmaması gereken kredi kartı şifresi girilerek ve diğer kredi kartı bilgileri kullanılarak yapılmış olduğunu,internet şubesi üzerinden yapılan işlemlerde bankanın hiçbir kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda,davalı bankanın, güvenlik tedbirlerindeki eksikliklerden dolayı objektif özen gösterme borcunu yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu olduğu ve zarardan sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş;hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartı ile internet ortamından alışveriş yapmadığı halde harcamaların yapıldığını,bu harcamaların kendisine ait olmadığını,davalının kusurlu olduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı,davacının iddia ettiği üzere hiçbir şekilde sanal kart oluşturulması gibi bir durumun söz konusu olmadığını,dava konusu işlemlerin davacının aktif olarak kullandığı kredi kartı ve hesabı üzerinden gerçekleşen işlemler olduğunu,söz konusu işlemlerin,davacının hiç kimse ile paylaşmaması gereken kredi kartı şifresi girilerek ve diğer kredi kartı bilgileri kullanılarak yapılmış olduğunu,bu nedenle dava konusu işlemleri kendisinin yapmadığını ispat etmek yükümlülüğünde olduğunu, internet şubesi üzerinden yapılan işlemlerde bankanın hiçbir kusuru bulunmadığını savunmuştur.Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı bankanın davacının hesabına ulaşılmasını engelleyici yeterli tedbirleri almadığı,davacı adına sanal alışveriş kart çıkarılması ve şifre,kod ve SMS bilgilerin 3. kişilerin eline geçmiş olduğunu,kendisine düşen edimleri yeterince aldığını ispatlayıcı yeterli deliller sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kredi kartı sahibi yasa ve sözleşme hükümleri gereğince,banka ile sözleşme imzaladığı ve kartın zilyetliğine geçtiği andan itibaren kendisine tevdi edilen kredi kartını ve bu kartın kullanımı ile ilgili bilgileri koruma ve saklama ile yükümlü olup,dava konusu olayda kartın fiziken kullanılmadığı,söz konusu işlemlerin, internet ortamı üzerinden ve davacı kart sahibine ait şifrenin kullanılması suretiyle yapılmış olduğu iddiasına karşılık bilirkişinin bu yönde somut verilere dayalı tespitlerinin bulunmadığı sadece bankanın soyut verilere göre sorumluluğunun bulunduğu tespiti ile yetinildiği anlaşılmaktadır.Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulamaz.Öncelikle taraflardan tüm delilleri,harcama miktarı,alışverişlere ilişkin belge ve bilgiler toplanıp tarafların olaydaki kusur ve sorumluluklarının gerektiğinde uzman bilirkişiden taraf, hakim ve Yargıtay denetimine elverişli rapor da alınmak suretiyle yukarıda belirtilen olgular çerçevesinde belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 72,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.