Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17572 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16591 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/12/2012NUMARASI : 2007/689-2012/786Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat ... geldi, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, Antalya 9. Noterliği'nin 16.05.2005 tarih ve 13932 yevmiye numaralı vekaletname ile 9-10-12-20-28-33- 34-35-47-48-49-75-76-80-92-94-136-155-157 parsellerdeki taşınmaz hisselerinin satışı için davalılardan G. K. vekil tayin ettiklerini, G. K. vekaletname tarihinden bir gün sonra Antalya 8. Noterliği'nin 17.05.2005 tarih ve 12665 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu parsellerdeki taşınmaz hisselerinin yarısını davalı R.. K..'ya diğer yarısını da İ.. K..'ya 8.800,00 TL' ye sattığını,Rıza'nın Gülşah'ın babası,İsa'nın ise amcası olduğu, satış vaadini kabul edenlerin satış vaadindeki 8.800,00 TL'yi vekile ödeseler dahi değerinin çok altında olduğunu,bu ücretin de ödenmediğini,vekilin vekalet akdini kötüye kullandığı için azlettiklerini ileri sürerek, Antalya 8. Noterliği'nin 17.05.2005 tarih ve 12665 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptalini,olmadığı taktirde keşifte belirlenecek rayiç bedelin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar verilen vekaletnamede,satış vaadi yapılacak isimlerin kendileri olarak açıkça belirtildiğini ve satım bedelinin de ödendiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece,davalı G. K. vekalet verenlerin emir ve talimatlarına uygun şekilde işlem yapmadığı,vekalet görevini kötüye kullandığı,vekalet görevinin kötüye kullanıldığının diğer davalılar tarafından bilindiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Antalya 8. Noterliği'nin 17.05.2005 tarih 12665 yevmiye numaralı Taşınmaz Mal Satış Vaadi Sözleşmesinin iptaline karar verilmiş;hüküm,davalılar G. K. ve R.. K.. tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,davalı G. K. aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacılar, davalılardan G. K. verdikleri Antalya 9. noterliğinin 16.05.2005 tarih ve 13937 yevmiye numaralı vekâletnamelerinde eldeki davaya konu edilen parsellerdeki taşınmaz hisselerini diğer davalılar Rıza ve İ.. K..’ya dilediği bedelle satabileceğini kabul ve taahhüt etmişlerdir. Davalı vekil G. verilen vekaletnameye uygun olarak vekaletnamede isimleri zikredilen diğer davalılarla Antalya 8. noterliğinde 17/05/2005 tarihinde işlem yapmıştır.Davalı vekil G. kendisine verilen vekâletname kapsamında işlem yaptığından davalılar arasında satış vadi sözleşmesinin muvazaalı olduğundan söz edilemez. Satış vaadi sözleşmesinde bedelin düşük gösterilmiş olması da doğrudan vekili ilgilendiren bir konu olup, satış vadi sözleşmesinin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Hal böyle olunca davacılarla davalı Rıza arasında düzenlenen sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilerek kararı temyiz eden R.. K.. hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.3-Davacılar ile davalılardan G. K. arasında vekâlet ilişkisi olduğunda ihtilaf yoktur. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Gerçekten de vekil, vekâleti iyi bir suretle ifa ile yükümlüdür (BK Md. 390/2) eş söyleyişiyle vekil, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek borç ve yükümlülüğü altındadır. Öte yandan müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tevdi etmekle yükümlüdür (BK Md. 392/2) vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler öncelikle dâhildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin müvekkile karşı onun bu yüzden uğradığı zararın tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkaracağı da çok açıktır. Bu ilke ve kurallar ışığında somut olaya bakıldığında davacıların davalılardan Gülşah’a vermiş oldukları Antalya 9. noterliğinin 16/05/2005 tarihli vekaletnamesine dayanarak davaya konu taşınmazları yine Antalya 8. noterliğinin 17/05/2005 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle diğer davalılara satış vaadinde bulunmuştur. Ancak toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalı vekil, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda davacılara hesap vermemiştir. Hal böyle olunca mahkemece, konusunda uzman bilirkişi veya kurulu aracılığı ile mahallinde keşif yapmak suretiyle davaya konu taşınmazlarının satışının vaat edildiği 17/05/2005 tarihi itibariyle gerçek rayiç değeri belirlenmeli, vekil G.. Ç..’tan tahsiline karar verilmelidir. Bu yönlerin gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesiri, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı R.. K.. yararına, üçüncü bentde açıklanan nedenlerle diğer davalı G.. Ç.. yararına bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 4/6/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.