Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17411 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10354 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı avukat, davalının kendisini 18.5.2010 tarihinde vekil olarak tayin ettiğini, kendisi tarafından bir kısım işlerinin sonuçlandığını ancak bir kısmının devam ederken davalının herhangi bir gerekçe göstermeksizin haksız olarak vekillikten azlettiğini, vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla Milas 2.İcra Müdürlüğünün 2012/2180 Esas sayılı icra takibi başlattığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, Milas 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/2180 Esas sayılı dosyasında davalı borçlu tarafın itirazının 8.646,69 TL tutarındaki kısmının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı, haksız azil nedeniyle ödenmeyen avukatlık ücretinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğinde bulunmuş; davalı ise, davacı avukatı haklı olarak azlettiğini, ayrıca davacı avukata yapılan ödemelere ilişkin belgeleri sunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece azlin haksız olduğu kabul edilerek, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tarafından sunulan belgeler incelenmeden, belgelerdeki miktarlar davacının vekalet ücreti alacağından mahsup edilmiştir. Davalı tarafça sunulan ödeme belgeleri üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yapıtırılmak suretiyle bunların davalı tarafından davacıya vekalet ücreti kapsamında ödenip ödenmediğinin araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.2- İİK.nun 67/2. maddesi hükmünce icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağının mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması da gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenebilmek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinmesi mümkün nitelikte bulunması yeterli olup, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. İcra İnkar tazminatı aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Açıklanan yasal kurallar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2)no’lu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 147,70 TL harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28/09/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.