MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile 20.05.2012 tarihinde yapmış oldukları avukatlık sözleşmesi ile Yargıtay . Ceza Dairesinde görülen davanın bozulması halinde ödenmek üzere 25.000,00 TL ücret kararlaştırdıklarını, kendisinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak borcunu ödememesi üzerine davalı hakkında yapmış olduğu takibin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takip miktarı üzerinden % 20 oranında hesaplanan 5.000 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Avukatlık ücret sözleşmeleri, avukatla iş sahibi arasında, Asgari Ücret Tarifelerinin altında kalmamak ve belli bir miktarı kapsamak kaydıyla serbestçe kararlaştırılabilir. Türk Borçlar Kanununun 26.ve 27. maddeleri, avukatlık ücret sözleşmeleri bakımından da geçerli sınırlamalar olup, sözleşmenin ahlaka, kamu düzenine ve hukuka aykırı olmaması gereklidir. Avukatlık Kanunu’nun 2.maddesine göre “Avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlanmaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.”Avukatlık Kanunu’nun 163.maddesine göre; Avukatlık sözleşmesinin belli ve hukuki yardımı ve meblağı yahut değeri kapsaması gerekir. Yine Avukatlık Kanunu’nun 34.maddesine göre; Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmekle yükümlüdürler.Taraflar arasında imzalanan sözleşmede kalan ücretin bozma koşuluna bağlı olarak belirlenmesi yukarıda açıklanan ilkelere aykırıdır.Bu tür bir avukatlık ücret sözleşmesinin düzenlenmesi, avukatlığın amacı, doğruluk ilkesi ve ..Meslek Kuralları ve meslek etiği ile bağdaşmamaktadır.Dava konusu olayda, davalının oğlu olan ..'un ..Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/121 Esas, 2011/166 Karar sayılı dosyası ile eşini öldürmek suçundan yargılanıp 20.10.2011 tarihli ilam müebbet hapis cezasına mahkum edildiği, bunun üzerine davacı ile davalı arasında 20.05.2011 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşmede işin konusu olarak “Yargıtay . Ceza Dairesindeki cinayet davası”nın gösterildiği, Sözleşmenin 1. maddesinde ise avukata ödenecek ücretin 10.000,00 TL'sinin peşin, 25.000,00 TL'sinin ise Yargıtay . Ceza Dairesinde görülen davanın bozulması halinde ödeneceğinin öngörüldüğü, kararın temyizi üzerine Yargıtay . Ceza Dairesinin 2012/3769 Esas, 2012/8528 Karar sayılı ve 21.11.2012 tarihli ilamı ile bozma kararı verildiği, bunun üzerine avukat olan davalının aralarındaki 20.05.2012 tarihli sözleşmeye dayanarak davalı hakkında icra takibi yaptığı ve takibin davalının itirazı ile durduğu anlaşılmaktadır.Avukatlık sözleşmesinin konusunun, ancak bir hukuki yardım olabileceği, Avukatlık Kanununun 2. maddesinde belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin az yukarda açıklanan hükmünde, avukatlık sözleşmesinin konusu, “Yargıtay . Ceza Dairesindeki cinayet davası” olarak açıklanmış olup, 25.000,00 TL'nin ise davanın bozulması halinde ödeneceği belirtilmiştir. ...Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/121 Esas sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmü yargılama sırasında müdafii olarak görev yapan dava dışı avukat tarafından verilen gerekçeli temyiz dilekçesi ile ve ayrıca Cumhuriyet Savcısınca temyiz edildiği gibi, sanığa verilen cezanın niteliği ve miktarı gözetildiğinde sanık, katılan yahut Cumhuriyet Savcısınca temyiz edilmese dahi resen temyiz incelemesine tabi olduğu anlaşılmaktadır. Ceza yargılamasında re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu da gözetildiğinde temyiz incelemesi sırasında davacı avukat tarafından sağlanacak hukuki yardımın kapsamı sözleşmede belirtilmediğinden, bu hali ile taraflar arasındaki sözleşmenin, Türk Borçlar Kanununun 26.ve 27. maddeleri gereğince hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece açıklanan husus göz ardı edilerek, sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.,SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.