MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14/09/2012NUMARASI : 2011/106-2012/465Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavcı, emlak komisyoncusu olduğunu, davalı ile konut satın alması hususunda gayrimenkul görme formu imzaladıklarını, davalı yanca formda gösterilen taşınmazın kendisi veya kan hısımları tarafından satın alınması halinde gerçek satış değerinin %3 +KDV'si tutarında hizmet bedeli ödenmesi ve bu miktarın ödenmemesi halinde ise hizmet bedelinin 3 katı tutarında cezai şart ödeneceğinin kabul edildiğini buna karşın davalının kendilerini saf dışı bırakarak gösterilen taşınmazın kızı tarafından satın alındığını haricen öğrendiklerini belirterek sözleşmede düzenlenen hizmet bedeli ve cezai şart hükmü gereği 14.400,00 TL nin tahsili için davalıya karşı yaptıkları takibe itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacının mal sahibinden alınmış bir yetkisinin olmadığını ve formda daire numarasının sonradan eklendiğini savunarak davanın reddini dilemiştirMahkemece, sadece yer göstermekten ibaret eylemin komisyon ücretinin hak edilmesine yeterli olmayacağı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştirDavacı, tarihsiz gayrimenkul görme formu başlıklı belgeye dayanarak eldeki davayı açmış, davalı ise savunmasında davaya konu taşınmazın dava dışı kızı tarafından alındığını kabul etmekle birlikte, anılan yerin kendisine davalı emlak komisyoncusu tarafından gösterilmediğini, sözleşmedeki mevcut boşluğu doldurmak sureti ile talepte bulunduğunu ileri sürmüştür. Öncelikle belirtmek gerekir ki, yazılı belgeye imza atan sonucuna katlanmak zorundadır. Davacı belgedeki boşluğun sonradan doldurulduğu ispat edememiştir. Hal böyle olunca davada dayanılan sözleşme tarafları bağlar. Taşınmaz davacı tarafından gösterildiğine ve davalının kızı tarafından alındığına göre sözleşmede kararlaştırılan satış bedelinin %3'ü tutarında hizmet bedeline davacı hak kazanır. Sözleşmede ayrıca bu miktarın ödenmemesi halinde hizmet bedelinin üç katı tutarında cezai şart doğacağı da düzenlenmiştir. Ne var ki, , davalı tacir olmadığından, BK.nun 161/son maddesi gereğince cezai şartın fahiş olması halinde tenkisi gereklidir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınan ceza miktarı, hak, adalet ve nefaset kurallarına uygun olarak tespit edilmeli gerekmesi halinde ise tamamen kaldırılabilmelidir. Mahkemece bu hususlar tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı davanın reddine dair yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.