Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16998 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1237 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/04/2013NUMARASI : 2012/200-2013/165Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile 20.12.2008 vade tarihli bononun icra takibine konulması hususunda avukatlık ücreti ve hizmet sözleşmesi yapıldığını,davalının verdiği vekaletname gereğince Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/267 D.iş 2011/267 karar sayılı verilen ihtiyati haciz kararına istinaden Kadıköy 3.İcra Müdürlüğünün 2011/6387 esas sayılı dosyasıyla borçlunun araç ve gayrimenkulü üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, dosyada yapılması gereken bütün işlemleri eksiksiz yerine getirdiğini, davalı tarafından 08.09.2011 tarihinde haksız olarak azledildiğini, avukatlık ücret sözleşmesi ile avukatlık kanunun gereğince almaya hak kazandığı vekalet ücreti alacağı için Kadıköy 2.İcra Müdürlüğünün 2011/18215 esas sayılı dosyasında ilamsız icra yolu ile takip başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalı ile yapılan avukatlık ücret sözleşmesi gereğince davalı adına işlerini takip ettiği halde haksız olarak azil edildiğinden bahis ile alacağının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının başka avukat yanında sigortalı olarak çalıştığını, işvereni avukatın işi takip ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiş ise de, Davacı avukatın davalı ile avukatlık ücret sözleşmesini bizzat kendisinin yaptığı ve takip edilen dosyayı ise başka avukat ile birlikte takip ettiği hususu tartışmasızdır.1136 sayılı Avukatlık Yasasının 174/2 maddesinde azlin haksız olması halinde avukat ücretin tamamına hak kazanır. Azlin haklı olması halinde ise azilden sonraya ilişkin (azilden sonra devam eden veya kesinleşen) işler nedeniyle bir ücret isteyemez ise de, azil tarihine kadar olan tamamlanmış işler nedeniyle vekilin ücrete hak kazanacağı kabul edilmelidir.Diğer yönden ücretin belirlenmesinde taraflar arasında sözleşme olup olmadığına göre ayrım yapılmaktadır. Sözleşme var ise 1136 Sayılı Avukatlık Yasasındaki 164.maddesindeki sınırlamalar aşılmamak kaydıyla sözleşmeye göre ücret hesaplanmalı, sözleşme yok ise hukuki yardımın başladığı tarihteki 1136 sayılı yasanın 164/4.maddesindeki düzenleme dikkate alınmalıdır. Somut olayda taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı avukat ile davalı arasında sözleşme yapıldığına ve avukat tarafından işin kısmende olsa takip edildiğine göre, mahkemece, azlin haklı olup olmadığı tartışılarak, azlin haksız olduğu anlaşılırsa ücretin tamamına hak kazandığı, azlin haklı olduğu anlaşıldığında işe azil tarihi itibariyle sadece bitmiş işler nazara alınarak ücret hesabı yapılmalı ve yukarıdaki açıklamalar ışığında davacının başka bir avukat ile birlikte işi takip ettikleri değerlendirilmek şartı ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.