MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı kurumun vekili olarak dava ve icra dosyalarını takip ettiğini, ancak davalı tarafından 13.9.2011 tarihinde haksız olarak azledildiğini, ödenmesi gereken vekalet ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ücret alacaklarından şimdilik 3.000,00 TL’lik kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 25.9.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 99.910,00 TL’ye çıkararak, alacağına azil tarihinden veya 20.2.2012 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.Davalı, davacının sözleşme hükümlerini gereği gibi yerine getirmemiş olması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, 29.8.2013 tarihli bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle, “azlin haksız olduğu” kabul edilerek, davanın kabulüne, 99.910,00 TL alacağın 72.779,39 TL’lik kısmına temerrüt tarihi olan 20.2.2012 tarihinden, 27.130,61 TL’lik kısmına ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar veriliş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, haksız azil iddiasıyla davacı avukat tarafından açılan vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinin 2. maddesinde davacı avukata, hukuk davaları ve icra takipleri için gecikme zammı hariç asıl alacak üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ücret ödeneceği, hukuk davaları ve icra takipleri avukata verildiğinde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen ücretin 1/4’ünün peşin olarak ödeneceği, bakiye ücretin davalarda karar kesinleştikten, icralarda alacak tüm ferileriyle birlikte tamamen tahsil edildikten sonra ödeneceği, hukuk ve ceza davaları ile icra takipleri nedeniyle mahkemeler ve icra daireleri tarafından tahakkuk ettirilecek vekalet ücretinin tahsilini müteakip bu ücretin %70’inin avukata ödeneceği, %30’unun davalıya ait olacağı, 3. Maddesinde, davadan veya icra takibinden feragat edilmesi veya dava ve icra takibinin kabul edilmesi, sulh olunması ve başka avukata verilmesi halinde avukata peşin ödenen 1/4 ücretin haricinde bir ücret veya tazminatın ödenmeyeceği, sözleşmenin 14.maddesinin a fıkrasında, sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu, tarafların sürenin bitim tarihinden bir ay önce yazılı şekilde ihbarda bulunmadıkları takdirde sözleşmenin aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılacağı, b fıkrasında ise sözleşmenin, yazılı ihbarın tebliği tarihinden itibaren bir ay sonra geçerli olmak üzere taraflarca her zaman feshedilebileceği, gerek bu durumda gerekse akit süresinin bitmesi durumunda avukat tarafından kanuni süreler dikkate alınarak hak kaybına sebebiyet verilmeksizin üzerindeki işlerin bir rapor ekinde ve tutanağa bağlanarak Tedaş’a teslim edileceği, avukatın bu işler için peşin aldığı 1/4 ücret dışında başkaca hiçbir ücret talep etmeyeceği kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, hizmet hukuk müşavirliği niteliğinde bir sözleşme olup geçerlidir. Sözleşme ile belirlenen ücretin, Avukatlık Kanununa aykırı olduğu da kabul edilemez. O halde dava konusu ihtilafın, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları ve geçerli olan bu sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Sözleşmenin az yukarda değinilen hükümlerine göre, her iki tarafın yazılı ihbarın tebliği tarihinden bir ay sonra geçerli olmak üzere sözleşmeyi her zaman feshedebilecekleri kararlaştırıldığına göre, davalı tarafından 13.9.2011 tarihli yazı ile davacı avukatın vekaletten azledilmesi, sonuçlarını bir ay sonra doğuracak feshi ihbar niteliğindedir. O halde mahkemece, sözleşmenin feshedildiği, feshi ihbarın tebliği tarihinden bir ay sonraki tarih itibariyle davacı avukatın sözleşmenin az yukarda belirtilen maddeleri gereğince hak etmiş olduğu vekalet ücreti miktarı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sözleşme hükümleri esas alınmadan yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: 1. Bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. Bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.