Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1686 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 46530 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı idarenin düzenlediği hizmet alımı ihalesine iştirak ederek ihaleyi kazandığını ve aralarında hizmet alımına dair sözleşme imzalandığını, edimini sözleşme kapsamında ifa etmesine rağmen davalının hakediş bedellerinden sözleşme ve 5510 sayılı yasanın 81/1-1 maddesine aykırı olarak %5 oranında kesintiler yaptığını, yapılan kesintilerin tahsili için yaptığı icra takibinede haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda icra takibine vaki itirazın 140,285,65 TL üzerinden iptaline, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazmitanın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Mahkemenin 21.11.2013 gün ve 2013/40-369 sayılı kararında, gerekçe kısmında davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, ancak kısa kararda tazmitana hükmedildiği için gerekçeli kararda da tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilincede dairemizce sair temyiz itirazları incelenmeksizin gerekçeli karar ile hüküm fıkrasının birbirine uygun olmaması nedeniyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece dairemiz bozma ilamına uyularak itirazın kısmen iptaline ve karar altına alınan kısım üzerinden %20 icra inkar tazmitanın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekirki, mahkemenin 21.11.2013 tarihli ve 2013/40-369 sayılı kararının gerekçe kısmında davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği belirtilmiş olup, anılan karar sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ilk kararı, gerekçeli karardaki bu gerekçe yönünden temyiz etmediğinden, mahkemenin ilk kararındaki "icra inkar tazminatının alınamayacağına" dair gerekçesi davalı yönünden usulü kazanılmış hak niteliğine dönüşmüş bulunmaktadır. Usulü kazanılmış hakkında sonradan verilen karar ile ortadan kaldırılması ise olanaklı değildir. Temyize konu kararda ise davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmakla usulü kazanılmış hak ilkelerine aykırı davranılmıştır. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek icra inkar tazminatının tahsiline yönelik istemin reddine karar verilmesi gerekirken bu kalem isteğinde kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden usulün 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca mahkeme kararının ikinci fıkrasının bütünüyle karardan çıkartılarak yerine aynen (usulü kazanılmış hak ilkesi nedeniyle davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine) cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 28.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.