MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/03/2013NUMARASI : 2012/353-2013/147Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile villa satışı hususunda 25/04/2008 tarihinde sözleşme yapıldığını, taraflar arasında satış yapılırken inşa edilecek olan villanın satış bedelinin davalı tarafından inşaat tamamlandıktan sonra fatura karşılığında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının fazla harç ödememek üzere tapudaki satışı 3.000,00 TL üzerinden göstererek 25/04/2008 tarihinde villa arsasını satın aldığını, villanın inşaatının taraflarınca toplam 3 ayrı şirkete yaptırıldığını, bu inşaatın yaptırılması nedeniyle taksitler halinde 93.048,14 TL bedelin taşeron firmaya ödendikten sonra 18/12/2009 tarihinde villanın davalıya teslim edildiğini, villanın inşaat ve kar bedeli toplamı olan 125.000,00 TL nin davalıdan defalrca istenilmesine rağmen bedelin ödenmediğini, bunun üzerine 12/01/2010 tarih 287691 numaralı 125.000,00 TL bedelli faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğini, fatura borcuna itiraz edilmediğini, faturanın kesinleştiğini, İhsaniye İcra Müdürlüğünün 2010/31 E sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, takibe karşı davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle itirazın iptaline, takibin devamına, %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacı tarafça açılan davanın reddini dilemiştir, karşı dava ile davacı şirketin taahhüt ettiği halde iç ve dış mimarı özellikleri ile mefruşatlarının dava konusu taşınmazda mevcut olmaması nedeniyle, fiziki ve hukuki noksanlıklar için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL' nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın 2014/11562-16727amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Yasada açıklandığı üzere Tüketici “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan, veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişidir. Somut uyuşmazlıkta davacının satıcı davalının ise tüketici alıcı olup, yasada düzenlenen tanıma uygun olduğu anlaşılmaktadır. Öyle olunca taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı ve eldeki davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen nazara alınması gerekir. Bu açıklamalar ışığında Mahkemece, ayrı bir tüketici mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli tüketici mahkemesine gönderilmesi, ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmamakta ise ara karar ile doyaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: 1 nolu bentte gösterilen nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte gösterilen nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.