Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16595 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 27807 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Urla Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)TARİHİ : 28/02/2013NUMARASI : 2011/440-2013/66Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat A. S. İ. ile davalı vekili avukat A.M.'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı A.. B.. asıl davada, davalılardan arsa sahibi olan M. E. U. ve O.. U.. ile yüklenici davalılar M. E. ve A.Ş. arasında .. parsel sayılı taşınmaz üzerinde 22 adet villa yapılması hususunda 04.02.1999 tarihinde sözleşme düzenlendiğini, yüklenicilerin hissesine isabet eden 5 numaralı konutu yüklenicilerden satın aldığını, inşaatın bitim tarihi olarak 01.06.2001 tarihinin belirlendiğini, 18.01.2001 tarihi itibariyle 23.120.00.TL ödediğini ancak bağımsız bölümün kendisine teslim edilmediği gibi diğer davalı F.. I..'ya yükleniciler tarafından satıldığını ileri sürerek sözleşmenin yürürlükte olduğunun tesbitine, 5 numaralı bağımsız bölümün adına tesciline bunun mümkün olmaması halinde ise şimdilik 30.000.00.TL ile sezonluk kira bedeli olarak 6.000.00.TL'nın tahsiline, binanın yapılması için harcanan miktarın tesbiti ile müdahalenin ve muarazanın önlenmesine, yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile de rayiç değer yönünden 60.000.00.TL' nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.Birleşen davada da davacı B.. I.., yüklenici davalıların 5 numaralı bağımsız bölümü kendisine sattıklarını, satış bedeli olarak davalı yüklenicilere 60.000.00.TL ödediğini belirterek asıl davanın davacısı A.. B.. ile yüklenici davalılar arasındaki temlik sözleşmesinin iptaline, 5 numaralı bağımsız bölümün adına tesciline, tescilin mümkün olmaması halinde rayiç değerin ve 25.000.00.TL cezai şartın yüklenicilerden tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, asıl davada, davalı arsa sahipleri ile diğer davalılar Fevzi ve B.. I.. aleyhine açılan davanın husumet yokluğu yönünden tapu iptal ve tescil talebi ile bedelin tespiti talebinin de esastan reddine, 20.040.00.TL' nın yüklenici davalılar M. E.ve M.A. Ş.' tan tahsiline, birleşen davada ise, davalı A.. B.. aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, tescil talebinin kabulü ile .. parsel sayılı taşınmazda bulunan 5 nolu bağımsız bölümün davacı B.. I.. adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı birleşen davanın davalısı A.. B.. tarafından temyiz edilmiştir.1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu' nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, gerekçe kısmında “...asıl davada, davacı A.. B..' in bilirkişi raporlarında ödediği miktarın 23.120.00.TL olduğunun hesaplandığı ve bu miktarın sözleşmenin tarafı olan yüklenici davalılardan tahsili gerektiği ...” yazılmasına rağmen hüküm fıkrasında “...20.040.00.TL' nın...” karar verildiği, böylece gerekçede tefhim edilen hükme aykırı hüküm kurularak gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.2-Bozma nedenine göre, davacı birleşen dava davalısı A.. B..' in temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacı birleşen dava davalısı A.. B..' in temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24.30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.