Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16559 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16149 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Aydın 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/02/2013NUMARASI : 2010/403-2013/101Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat A. G. ile davacı vekili avukat E. U.'un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı yaşlı ve yalnız bir insan olduğunu, ev işlerine yardımcı olması nedeniyle davalı Tülay ile tanıştığını, evde yatılı bakıcı olarak işe başladığını, davalı ile arkadaşlıklarının sevgiye dönüştüğünü, evlilik yönünde karar aldıklarını, davalının mağdur olduğunu en azından kendisine bir ev alınmasını istediğini, bu yüzden 04/06/2006 tarihinde 95.000 TL’ye davalı adına bir ev aldığını, fakat bu olaydan sonra davalı Tülay'ın kendisini terk ettiğini, ayrıca davalı Tülay’ın taşınmazı 19/07/2010 tarihinde diğer davalı Suphi’ye 33.000 TL bedelle sattığını belirterek, ıslah dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri olan 75.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, ıslaha ilişkin davanın kabulü ile 75.000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faili ile birlikte davalı T.. T..'den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı Tülay tarafından temyiz edilmiştir.1-Eldeki davada davacı, bağışlama akdine dayanarak vermiş olduğu paranın, bağış şartının gerçekleşmemesi nedeniyle davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde davalı olarak hem bağış yaptığı T.. T..’i hem de üçüncü kişi S.. T..’i göstermiş olup, 30/05/2012 tarihli ıslah dilekçesinde de toplamda 75000 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Ancak mahkemece, sadece davalı Tülay ile ilgili hüküm kurulmuş olup diğer davalı Suphi hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır. HMK.nun 297/2 maddesinde açıkça belirtildiği gibi mahkemece hüküm kurulurken, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemenin bu hükmü göz ardı ederek davalı S.. T.. hakkında herhangi bir hüküm kurmamış olması ve bu davalı hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 27.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.