MAHKEMESİ : İstanbul 4. Tüketici MahkemesiTARİHİ : 04/12/2012NUMARASI : 2009/1029-2012/1096Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı TOKİ’nin diğer davalı müteahhit K.Toplu Konut..Ltd.Şt.ne inşaa ettireceği “İstanbul Halkalı Toplu Konut Projesinden” 09.10.2007 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile C2-.. Blok,.. nolu daireyi satın aldığını, taşınmaz teslim edildiğinde tüm imalatın arızalı, boyaların bozuk, işçiliğin kalitesiz ve malzemelerin standart dışı ve ayıplı olduğunun anlaşıldığını, teslim tutanağında eksikliklerin de tesbit edildiğini, kullanımla birlikte de pek çok ayıpların ortaya çıktığını, eksik ve ayıpların giderilmesi için davalılara yapılan müracaatın sonuçsuz kaldığını, daire içindeki ve bloklardaki eksik ve ayıplı işler ile site ortak alanlardaki ayıplı ve eksik imalatlar nedeni ile ortaya çıkan bedel farkının (semen tenzilinin) tesbit edilerek teslim tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı TOKİ, dava konusu dairenin davacıya eksiksiz teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu ve ayıp ihbar mükellefiyetinin yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Davalı K. İnşaat LTD.ŞTİ, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, açık ayıplar yönünden davacının süresinde bir ayıp ihbarı bulunmadığından bu taleplerinin reddine, 17.714.86 TL gizli ayıp bedelinin yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, davalı taraftan satın aldığı daire içindeki ve bloklardaki eksik ve ayıplı işler ile site ortak alanlardaki ayıplı ve eksik imalatlar nedeni ile ortaya çıkan bedel farkının (semen 2013/30458-2014/16540 tenzilinin)ödetilmesi isteğine ilişkin olup, satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz. 13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, daire içindeki ve ortak mekanlarındaki gizli ayıp niteliğindeki imalatlar için satış tarihindeki bedellerinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır.Oysa yukarıda açıklandığı gibi, somut olayda da dava konusu dairenin 09.10.2007 tarihinde satın alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gereklidir. O halde; mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi olan 09.10.2007 tarihi itibariyle daire ve ortak alanlardaki ayıpsız rayiç değeri ile, ayıplı rayiç değeri ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli, davacı talebi ile tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek bir karar verilmelidir. Açıklanan husus gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davacının tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.