Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16434 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4522 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Mersin 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2013/294-2013/235Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, Türkiye futbol Federasyonu nezdinde Lisanslı Futbolcu temsilcisi olduğunu davalı yanca kendisine hizmet bedeli olarak 18/12/2012 vadeli senet verildiğini ancak ödenmediğini ileri sürerek senet bedeli 15.000 Euro alacağın davalı spor klubünden tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kıymetli evrak niteliğindeki bono'dan kaynaklı olması nedeni ile mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş hüküm;davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, futbolcu temsilcisi olması nedeni ile hak ettiğini ileri sürdüğü hizmet bedeli karşılığı verilen senedin tahsili için eldeki davayı açmıştır. Öyle olunca, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görev hususundaki yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir.3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un Tahkim Kurulu ve görevlerim düzenleyen 13 ve 14. maddesi, 4.12.2007 tarihi ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.11.2007 tarih ve 5719 sayılı kanunun 10. ve 11. maddeleri ile değiştirilmiş, yine bu kanunun 9. maddesi ile de kanunun 12. maddesinden sonra gelmek üzere 12/A maddesi eklenmiştir. 3813 sayılı kanuna 5719 sayılı kanunla eklenen "Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'' başlıklı 12/A maddelerinde önce bu kurulun oluşumu usulü ve çalışma usulleri açıklandıktan sonra, "Uyuşmazlık Çözüm Kurulu" Kulüpler İle kulüpler, kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri, oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, tarafların başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar.'' hükmüne yer verilmiştir. 5719 sayılı kanunla değişik 3813 sayılı kanun, 16.5.2009 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5894 sayılı kanunla uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak İlk Derece Hukuk Kurulları (ki bunlar arasında uyuşmazlık Çözüm Kurulu da yer almaktadır) ile bunların üstünde olmak üzere Tahkim Kurulu gösterilmişse de, bu kurulların görevine girecek uyuşmazlıkların nelerden ibaret olduğu konusunda açık bir düzenleme getirilmemiş, bu düzenleme TFF ana statüsüne bırakılmıştır. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nun görev ve yetkileri Futbol Federasyonunun ana statüsünde belirlenmiştir.TFF ana statüsünde TFF Genel Kurulu'nca yapılan değişiklik 21.7.2011 tarih ve 280001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Ana Statünün 21.7.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren değişik 56.maddesinde, 1. Kulüpler, futbolcular teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri, sağlık personelleri ve müsabaka organizatörleri aralarındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilafların çözümü için uyuşmazlık çözüm kurulunun yetkisini kabul edip etmemekte serbesttirler. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nun yetkili olabilmesi için tarafların ihtilafın ortaya çıkmasından sonra kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri şarttır. Bununla birlikte sportif cezalarla, yetiştirme tazminatına ilişkin ihtilaflar münhasıran uyuşmazlık Çözüm Kurulu önünde çözülür.Bu kararlara karşı ancak Tahkim Kurulu'na itiraz edilebilir. Şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme ile, Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun mecburi tahkim ve ihtiyari tahkim şeklinde iki ayrı görevi bulunduğu, sadece sportif cezalarla yetiştirme tazminatlarına ilişkin uyuşmazlıkların mecburi hakem olarak Uyuşmazlık Çözüm Kurulunda görülebileceği, diğer uyuşmazlıkların ise genel hükümlere ve 1. madde uyarınca tarafların anlaşmalarına bağlı olduğu ve uyuşmazlığın doğmasından sonra yazılı olarak kabul etmeleri halinde Uyuşmazlık Çözüm Kurulunun ihtiyari tahkim sıfatıyla bakıp sonuçlandırabileceği ve bu kararlara karşı Genel Hükümler uyarınca yargı yoluna başvurulabileceği anlaşılmaktadır.Yine geçici 1. madde uyarınca da, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nca henüz karara bağlanmamış ihtilaflarda taraflara uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nun ihtiyari yetkisini kabul edip etmediklerini 10 günlük kesin süre içerisinde bildirmeleri, tarafların kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri halinde, dosyanın yeni teşekkül ettirilecek hakem heyeti tarafından karara bağlanacağı, söz konusu sure içerisinde taraflarca kurulun yetkisinin yazılı olarak kabul edilmemesi halinde taraflara hakları da hatırlatılmak suretiyle dosyalarının ve harçlarının iade edileceği kararlaştırılmıştır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece her aşamada re'sen nazara alınması gerekmektedir. Öte yandan, uyuşmazlığın menajerlik hizmetinden kaynaklandığı ve senedin bu amaçla düzenlendiği ihtilafsızdır. Davalı tarafta bononun kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe konulabileceğini, bu haliyle davacının hukuki yararının bulunmadığını bildirmiş ve alacağın dayanağı olan belgenin menajerlik hizmetinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Öyle olunca, salt bononun kıymetli evrak niteliği taşıdığından bahisle ticaret mahkemesinin görevli olacağı söylenemez. Bu durumda mahkemece tahkim itirazı söz konusu olmadığından eldeki davanın esasına girilerek taraf delilleri toplanmalı, davacının yetkili menajer olup olmadığı TFF.den sorulmalı, alacak miktarı belirlenmeli ve işin esası çözümlenmelidir. Hatalı değerlendirmelerle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 26.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.