MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ...'dan adi yazılı sözleşme ile satın aldığı diğer davalı ...'a ait aracı resmi olarak da devraldığını, 4 gün sonra aracın arızalandığını, zararını davalılardan istedi ise de sonuç alamadığını, sulh hukuk mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporu ile durumu tespit ettirdiğini ileri sürerek 5.420,00 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davaya cevap vermemiş, davalı .. duruşmadaki beyanında araçta arıza bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davalı .. yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalı yönünden kısmen kabulü ile 4.470,00 TL nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kararın gerekçesi ile hükmün de birbirine uyumlu olması gerekir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir. Somut olayda kısa karar ile gerçekte kabul edilmesi gereken miktarın 4.770,00 TL olduğunu vurgulayan gerekçe arasında açık çelişki yaratılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bu durum hükmün bozulmasını gerektirir.2-Bozma nedenine göre davacı ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün bozulmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 82,00 TL harcın davalıya, 81,50 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.