Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16303 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3676 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2012/224-2013/1022Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı.davalılar ile yapılan hizmet alım sözleşmeleri kapsamında davalıların çalıştırdığı dava dışı işçi N. A.'ın iş akdinin feshedilmesi nedeniyle kendileri aleyhine açtığı işçi alacaklarına ilişkin davanın sonuçlanması üzerine, bu kişinin yaptığı icra takibi sonucu 3.998,71 TL ödeme yaptıklarını ileri sürerek;işçiye ödenen bedelin 20.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı S. Ltd.Şti. vekili savunmasında, işçinin kendileri ile yapılan hizmet alım sözleşmesi süresi içinde 1 yıldan az çalışması nedeniyle kıdem tazminatı talep şartının oluşmadığını,asıl işverenin davacı olduğunu,kendilerinin sözleşmenin feshi sebebiyle değil, sözleşme süresinin bitmesi nedeniyle işyerinin devredilmesinden dolayı feshe bağlı bu alacağın istenemeyeceğini ve ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Diğer davalı cevap vermemiştir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı E.... Ltd.Şti. tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, hizmet alım ihalesinin davalı taraflarca üstlenildiğini, ihale şartnamesine göre, davalı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin iş hukukundan doğan her türlü işçilik hakları ile ilgili tazminatlarından sorumlu olduklarını ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, dava dışı işçinin işçilik tazminatlarının tahsili için açtığı dava sonunda hesaplanan tazminatın eldeki davanın tarafı olan davacı ve davalıdan tahsiline karar verildiği ve icra takibi sonunda da, davacı tarafından ödendiği ihtilafsızdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Bu cümleden olarak, davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşmenin 23.maddesinde; yüklenicinin çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarının ilgili mevzuatın emredici hükümleri ile genel şartnamenin 6.bölümünde düzenlenmiş olduğu yüklenicinin bunlara aynen uymakla yükümlü olduğu belirtilmiş ise de, Genel Şartnamenin 6.bölümünde dava konusu ile ilgili bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmelerin diğer hükümleri incelendiğinde, davacı Bakanlığın çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolün tamamen elinde bulundurduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir. Dairemizce aynı nitelikteki sözleşmeden kaynaklanan ve işçilerin iş mahkemesinde açtığı benzeri davalarda, işveren kurum ile yükleniciler arasında sözleşmelerin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmayıp muvazaa olduğu sonucuna varılmış ve benzeri kararlar derecattan geçerek kesinleşmiştir. Hal böyle olunca tacir olan davalının çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları ancak, davacı Bakanlığın da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, davalının bu ilkeler çerçevesinde sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, aksi düşüncelerle dava dışı işçiye ödenen tazminat miktarının tamamı yönünden, ancak çalıştığı dönemle sınırlı olarak davalılara rücu edilebileceği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ye yasaca aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda (ı) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair tem/iz itirazlarının reddine, (2) bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı E.Ltd.Şti.yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.