MAHKEMESİ : İstanbul 25. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/09/2013NUMARASI : 2013/146-2013/36Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı,davalının işyerinde 01.01.1989 tarihinden itibaren devamlı ve ücret karşılığı olarak çalışmaya başladığını,iş akdinin davalı tarafından haksız olarak 20.08.2003 tarihinde fesh edildiğini ve en son aylığının 500 TL olduğunu,çalıştığı dönemde çalışma saatlerinin saat 10:00 ve 20:00 saatleri arasında olduğunu,hafta sonları ,resmi ve bayram tatillerinde çalıştığını,hiç yıllık izin kullanmadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 100 TL kıdem,400 TL ihbar, 100 TL resmi tatil ücreti,300 TL fazla mesai ücreti,100 TL yıllık izin ücretinin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı,davacının 1989 yılından itibaren Mayıs 2006 tarihine kadar hem konut hemde işyeri olarak kullandığı dairesine 11.30-15.00 saatleri arasında genel temizlik ve yemek pişirmek üzere geldiğini,davacıya gündelik olarak ödeme yaptığını,davacının mesleki anlamda işyerinde çalışmadığını,davacının Borçlar kanununda yıllık ücretli izin verileceğine dair bir düzenleme olmadığından davacının yıllık izin ücreti talep edemeyeceği gibi diğer taleplerininde yerinde olmadığını,ayrıca işyerinin 1994-2004 tarihleri arasında kapalı olduğunu savunmuştur.2014/3638-16300Mahkemece Yargıtay 9.Hukuk Dairesince davacının ev hizmetlerinde çalışması nedeniyle iş mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği,bu karar sonrası mahkemece görevsizlik kararı ile davacının ev işlerinde çalıştığının kesinleştiğini,ev işlerinde çalışanların iş kanununa tabi olmaması nedeniyle davacının dava dilekçesinde talep ettiği,kıdem tazminatı,ihbar tazminatı,resmi ve genel tatil ücreti alacağı,fazla mesai alacağı ve yıllık izin ücreti alacağının iş kanununda yer alan alacaklar olduğunu,bunlar dışında bir alacak talebi olmadığı ve ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dava,taraflar arasında kurulan BK.nun 313. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanan alacakların tahsili istemine ilişkin olup,davacının 01.01.1989 ve 20.08.2003 tarihleri arasında çalıştığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık hizmet aktinin haklı nedenle feshedilip edilmediği ve davacının tazminata hak kazanıp kazanmadığı ve ayrıca diğer işçilik alacaklarından davalının sorumlu olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Davacının istemleri arasında kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ve tatil ücretleri yer almaktadır. Davacının çalıştığı dönem ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı BK.nun 344. maddesinde; "Muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasında iki taraftan birini artık akti icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir iskeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, BK.nun 345/1. maddesinde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinde ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzer, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutanak taktir eder."şeklinde düzenleme yapılmıştır. Yine, BK.nun 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, "Sözleşme ile kararlaştırılmış yada mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu olursa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almaya reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır.İşçi, bu fazla 2014/3638-16300çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." tatil süreleri ile ilgili olarak BK.nun 334. maddesinde; "İşveren işçiye mutat serbest saatler yada günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bütün durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmekdedir." BK.nun 349./II. Maddesinde ise, ihbarla ilgili düzenleme bulunmaktadır. Buna göre, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tazminat isteminde bulunulabilmesi için feshin işveren tarafından haksız olarak feshedilmesi, yada işçinin fesihte haklı olması gerektiği anlaşılmalıdır.Somut uyuşmazlık itibariyle Mahkemece, öncelikle davalı tarafından yapılan fesih işleminin haklı olup olmadığı değerlendirilmeli, feshin işveren tarafından haksız feshedildiğinin tespiti halinde işçinin yukarıda değinilen BK.340/II. Maddesindeki ihbar tazminatı ,329. maddesinde düzenlenen fazla çalışması ispatlandığı taktirde ücretle mütenasip bir miktar kabul edilmeli ve takdiri indirim yapılıp yapılmayacağı da değerlendirilmelidir. Ayrıca 334. maddeye göre Bayram Tatili ve Genel tatiller ile izin hakkı ve 344-345. maddeleri kapsamında davacının diğer tazminat talepleri değerlendirilerek, bu konuda Davacının tüm delilleri ve davalının da karşı delilleri toplandıktan sonra uzman bilirkişiden rapor alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde iadesine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.