Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1630 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 19589 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava subut bulmadığından reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, maliki bulunduğu binayı ... Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ve belediye meclis kararına dayanarak davalıya devrettiğini, 4674 analiz numaralı kıymet taktir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 23.155,00 TL olarak belirlenmesine rağmen davalının tüm yapı bedelini değil sadece enkaz bedelini ödediğini, oysa tüm yapı bedelinin ödenmesi gerektiğini, bakiye 20.778,30 TL alacağın tahsili amacıyla yaptığı takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 2o'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak sözleşme ve yönetmelik hükümleri birlikte değerlendirildiğinde mülkiyeti belirleyici belge olmadan edinilen yerde enkaz bedeli dışında dışında yapı bedelinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava ... Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş ise de; Hukuk Genel Kurulu'nun kararından sonra içtihad değişikliği yapıldığı gerekçesiyle red edilen kısım üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.Bilindiği gibi içtihat değişikliği bir mevzuat değişikliği değildir. Dolayısıyla ictihadın değişmiş olması başlangıçta davacının dava açmakta haklı olduğunu göstermez. O halde mahkemece, red edilen kısım üzerinden karar tarihinde yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HMUK'un 438/7. maddesi gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının ikinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 5. fıkranın çıkartılarak yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT 13. maddesi gereğince 2.493,36 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.