Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16264 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15330 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Keşan 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/02/2013NUMARASI : 2013/7-2013/115Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, K.İlçesi A.Z. Mahallesi.. ada .. parsel sayılı taşınmazda ki arsa ve içindeki evin adına kayıtlı iken davalıların murisi T. G.'nin kendisinden evin elektrik ve su sayaçlarını üzerine almak için Noterden vekaletname aldığını, 2003 yılından beri evinde oturduğunu, kendi evi olması nedeniyle kira vermediğini ancak davalıların murisi elektrik ve su sayaçlarını üzerine almak için aldığı vekaleti kötüye kullanarak gayrimenkulü sattığını bilahare kendi adına tapuya kayıt edilmesini sağladığını, satış bedelinin tarafına ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL.nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını, satış bedelinin ödendiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kabülü ile, 60.000 tl alacağın davalılardan alınıp davacıya ödenmesine, 60.000 TL nin 50.000 TL sine dava tarihinden itibaren, 10.000.-TL sine ise ıslah tarihi olan 18.03.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebiyle alacak istemine ilişkindir. Vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup; işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. BK.nun 392.maddesi hükmü gereğince vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği herşeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. Somut uyuşmazlıkta da davalılar murisi davacının talep ettiği meblağı evi sattığı kişiden tahsil etmiş olduğuna göre bu hususta hesap verme yükümlülüğü bulunduğundan mahkemece taşınmazın satış tarihindeki bedelinin tespiti ile belirlenen bu bedele hükmedilmesi gerekirken bilirkişi tarafından belirlenen ancak satılan taşınmazın hangi tarihteki bedeli olduğu anlaşılamayan bedele hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 1.025.00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 26.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.