Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16223 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 47521 - Esas Yıl 2014
... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 9.7.2013 tarih ve 218-288 sayılı hükmün Dairenin 18.9.2014 tarih ve 2921-27599 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARARDavacı, .. İcra Müdürlüğü'nün 2008/3839 sayılı icra takibine konu edilen ve altında imzası bulunan 10.09.2007 düzenleme, 01.11.2007 vade tarihli 26.500,00 TL bedelli bononun yerine bir başka bono verildiğini, senet alacaklısı davalı ile her hangi başkaca bir borç ilişkisi de bulunmadığını belirterek takip dayanağı senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı, yazılı belgeye karşı yazılı belgelerle defi ileri sürülebileceğini, davacının takip ve dava konusu senet yerine verildiğini ileri sürdüğü senedin, taraflarının farklı olduğunu ve bir başka hukuki ilişkiye dayandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davalının temyizi üzerine Dairemizce onanmış, bu kez davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Dava, mükerrerlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, dava ve takip konusu altında davacının imzası bulunan 10.09.2007 düzenleme, 01.11.2007 vade tarihli 26.500,00 TL bedelli bononun yerine ... tarafından keşide edilen 01.11.2007 düzenleme, 01.11.2010 ödeme tarihli, 26.500,00 TL bedeli bononun verildiğini ve bononun arkasında düşülen şerhten söz konusu bononun dava konusu bono yerine verildiğinin tanık beyanları ile anlaşıldığı, davacı ile davalı arasında hiç bir ticari ve özel ilişki bulunmadığı gibi davalının alacağının kaynağını da açıklayamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilince temyiz edilen hükmün dairemizce onanması üzerine, bu kez davalı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.Davacı tarafından dava ve takip konusu senedin yerine, davacının çalışanı olduğu şirket yetkilisi .. tarafından keşide edilen 01.11.2007 düzenleme tarihli, 01.11.2010 ödeme tarihli ve 26.500,00 TL bedeli bononun verilerek takip konusu bononun bedelsiz kaldığı ileri sürülmüş ve bu iddia mahkemece kabul edilmiş ise de; menfi tespit istemine konu edilen 10.09.2007 düzenleme, 01.11.2007 vade tarihli, 26.500,00 TL bedelli senedin borçlusu ... alacaklısı ise ... olup bu senet yerine verildiği iddia edilen 01.11.2007 düzenleme tarihli, 01.11.2010 ödeme tarihli ve 26.500,00 TL bedeli bononun borçlusu..., alacaklısı ise ...'tür. Bu bononun arkasında yer alan “10.09.2007 düzenleme, 01.11.2007 vade tarihli 26.500 TL tutarındaki bu senet ...'a verilen .. imzalı senedin yerine verilmiştir.” şerhinin altında ise .. imzası bulunmaktadır. Oysa ki .., dava ve takip konusu senette alacaklı veya borçlu sıfatını taşımamaktadır. Bir senedin tarafları dışında, senet alacaklısının imzasını taşımayan bir başka senetteki açıklamanın senet alacaklısının hakkını sona erdirmeyeceği açıktır. Davacının senet içeriğine veya altındaki imzaya herhangi bir itirazı da bulunmamaktadır. ..nun 290... maddeleri uyarınca senede karşı ileri sürülen iddiaların senetle ispat zorunluluğu vardır. Senede bağlanmış olan her çeşit alacak için ileri sürülen karşı savunma tanık ile ispat olunamaz. Senede bağlanmış bir sözleşmenin tarafları, o sözleşmenin geçersiz olduğuna ilişkin savunmalarını da ancak senetle ispat edebilir. Açıklanan nedenlerle, ispat yükü ve delilerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek ve davacı tanığının beyanına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Somut olayda ispat yükü kendisine düşen davacı iddiasını kesin delillerle ispatlamakla mükelleftir. Senede karşı senetle ispat kuralları çerçevesinde davacı tarafça dosya kapsamında sunulan yazılı belge ve deliller davacı iddialarını kanıtlamaya yeter nitelikte olmamakla birlikte dava dilekçesinde “yasal her türlü delil” denilmek suretiyle ..'nun yürürlük döneminde davanın açıldığı gözetilerek) yemin deliline de dayanılmış olması karşısında yemin teklif hakkının davacı tarafa hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.Ne var ki, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken zühulen onandığı yeniden yapılan inceleme sonucunda anlaşıldığından dairemizin 18.09.2014 gün ve 2014/2..Esas, 2014/..Karar sayılı onama kararı kaldırılmalı, mahkeme kararı bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yanın bu yöndeki karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin 18.09.2014 gün ve 2014/2921 Esas, 2014/27599 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 480,40 TL harcın istek halinde iadesine, 20.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.