Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1606 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 13502 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, avukat olan davalının vekili olarak ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/338 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz için başvuruda bulunduğunu, bu karar için 20.250,00 TL teminat bedelini dosyaya yatırdığını, bu karar kesinleştikten sonra ise davalının, kendisinin haberi olmadan dosyadan bu parayı çektiğini ve iade etmediğini, davalının parayı iade edeceğini söyleyerek kendisini oyaladığını, paranın iade edilmemesi üzerine davalı hakkında başlattığı icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, teminat bedelini çektiğini ve davacının talimatı ile davacının borçlu olduğu senedin alacaklısına ödeme yaptığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, eldeki dava ile avukatı olan davalının kendisinin bilgisi dışında çekmiş olduğu teminat bedelini iade etmemesi üzerine davalı hakkında başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, davacının talimatı doğrultusunda çektiği parayı davacının borcuna karşılık alacaklıya ödediğini savunmuş, Mahkemece, itirazın iptali davasında ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının teminatın kendisine iade edilmediğini ispat edemediği, buna karşılık davalının teminatı alacaklıya ödediğine ilişkin makbuz sunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ile davalı arasında vekalet sözleşmesi bulunmakta olup, vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. 6098 Sayılı BK'nun 508. maddesi hükmü gereğince, vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği her şeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. Davalının, çektiği teminat bedelini davacının talimatı ile alacaklısına ödediğine ilişkin savunmasına karşılık, davacı böyle bir talimat vermediğini ileri sürdüğüne göre, bu konuda talimat aldığını savunan davalı bu iddiasını yasal delillerle ispatlamalıdır. Hemen belirtmek gerekir ki müddeabihin miktarı ve davacının açık muvafakatının bulunmaması nedeniyle HMK 200. maddesi gereğince somut olayda tanık dinlenemez. Dinlenen tanık beyanlarına da itibar edilemez. O halde Mahkemece, ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.