Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15943 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 15060 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A RDavacı, dava dışı F…….. L……….'nun kredi kartına kefaleti nedeniyle Orta İcra Müdürlüğünün 2000/47 sayılı dosyası ile hakkında takibat yapılarak borcun tamamının kendisinden istenildiğini, oysa kefalet limitinin 150.000.000 TL. olduğunu Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı dava sonucunda 150.000.000 TL. limit miktarına uygulanacak %150 faiz ile sorumlu tutulacağına karar verildiğini, ancak kendisinden 219.236.400 TL. tahsil edilmesi gerekirken 1.277.550.000 TL. tahsilat yapıldığını ileri sürerek fazladan tahsil edilen 1.058.313.600 TL.nın kesinti tarihlerinden işleyecek reeskont faizi ile tahsilini istemiştir.Davalı, yetkili mahkemenin Çankırı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, fazla tahsilat da yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 981.65 YTL. asıl alacak ve buna uygulanan 1.063.36 YTL. faiz olmak üzere toplam 2.045.06 YTL.nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizce, mahkemece hükmedilen asıl alacak miktarı 1.000.000.000 TL.sını geçmediğinden miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin davalının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş; bu kez Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir. Borçlar Kanununun 104/son maddesi uyarınca geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebiyle faiz yürütülemez. Mahkemece, bu yön gözetilmeden 981.65 YTL. asıl alacak ve 1.063,36 YTL. temerrüt faizi tutarı olarak hükmolunan 2.045,06 YTL. için dava tarihinden itibaren ayrıca faiz yürütülmesi, faize, faiz yürütüldüğünü gösterir. Bu uygulama BK.nun 104/son hükmü ile bağdaşmaz. Durum böyle olunca mahkemece sadece ana paraya dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde ana para ile birlikte dava tarihine kadar işlemiş faizin toplamı üzerinden faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK.nun 427/6 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 4/12/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.