Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15919 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21653 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı banka, dava dışı .n bankaya yüklü miktarda borcu olduğunu, davalının da bu borca müşterek borçlu ve müteselsil kefil olması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu, kefalet borcunun tapuda resmi olarak düzenlenen ipotek resmi senedindeki taahhütten kaynaklandığını, kefalet borcu nedeni ile davalı hakkında ihtiyati haciz kararı alarak ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava dışı ..in davacı bankanın şubesinde çalışan bir işçi olduğunu, bu şahsın bankayı zarara uğratması sebebi ile bu zararı karşılamak için bankanın Vedat'la bir takım protokoller imzaladığını, protokollerdeki taahhütlerini garanti altına almak için de kendisinden ve başka şahıslardan ipotek aldığını, davacının kendisinden borca karşılık 150.000,00 TL bedelli taşınmaz ipoteği almasına rağmen 300.000,00 TL yı tahsil etmeye çalıştığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava dışı Vedat Yaşbey'in davacı bankanın işçisi olarak çalışmakta iken bir takım usulsüz işlemler yapmak suretiyle bankayı zarara uğrattığı ve bankanın uğramış olduğu zararın karşılığı olarak da bir kısım taahhütlerde bulunduğu, davalının da bu taaahüdün sonucu olarak taşınmazı üzerinde davacı banka lehine ipotek tesis ettirdiği anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle; taraflar arasındaki temel ilişkinin, dava dışı işçinin çalıştığı bankaya karşı haksız eyleminden kaynaklandığı, kefil davalının da buna tebaen taşınmazını ipotek ettirdiği, temel ilişkinin işçi-işveren ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılmakta olup, bu gibi hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya 4758 ve 5521 sayılı Kanunların 1.maddeleri hükmü gereğince iş mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 3.439,30 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.