Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15710 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22054 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ... avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı vekili avukat .. ile davacı vekili avukat ....gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ...’in vekaletini üstlenerek bu davalı adına davaları takip ettiğini, ancak müvekkili davalının açılan davaların karşı tarafı olan eşi davalı ... ile kendisinin bilgisi dışında anlaşarak sulh olması nedeniyle davalardan feragat ettiğini, sulh nedeniyle Avukatlık kanununun 165. Maddesine göre her iki tarafında vekalet ücretinden sorumlu olduğunu ileri sürerek; şimdilik 5.000 TL vekalet ücretinin feragat tarihi olan 02.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı 27.01.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporuna göre talep miktarını ıslah ederek,davalı ...’den 4.350 TL, her iki davalıdan 67.885 TL ücretin 02.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı ... savunmasında, Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/69 esas sayılı dosyası ile ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/535 esas sayılı dava dosyalarının halen derdest olduğunu, derdest dosyalardan vekalet ücreti talep edilemeyeceğini, diğer dosyalarda Davalı ...’in feragat etmesi nedeniyle vekalet ücretindende feragat ettiğinin kabulü gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap vermemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile, 4.350 TL vekalet alacağının davalı ...’den 02.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, 67.885 TL vekalet ücretinin 02.08.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, davacı ile davalı ... arasındaki vekalet ilişkisine dayalı olarak davacı avukat tarafından verilen avukatlık hizmeti nedeniyle doğan hizmet ücretinin, Avukatlık kanunun 165. maddesine göre davalılardan tahsili istemine ilişkindir.Avukatlık Kanununun 164.maddesinde "taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı hallerde değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifeleri altında kalmamak koşulu ile ücret itirazlarını incelemeye yetkili mercii tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin %10 u ile %20 si arasında bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirleneceği", Avukatlık Yasasının 165.maddesinde ise, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumludurlar.” şeklinde düzenleme mevcut olup, dava sulh ile sonuçlandığında, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarı isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E., 1994/60 K. sayılı kararı) Müteselsil sorumluluk gereğince aynı sorumluluk, müvekkille sulh olan karşı taraf için de geçerlidir. Avukatla müvekkili arasında ücret sözleşmesi bulunmaması (veya sözleşmenin geçersiz olması) halinde ise, müvekkilin ve müvekkille sulh anlaşması yapan hasmın, sulh olunan miktar üzerinden, Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen (hasma tahmili gereken vekalet ücretinden) ve Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde düzenlenen (müvekkilin avukata ödemesi gereken) vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, Davacı avukat tarafından davalı ...’in vekili sıfatıyla takip ettiği ... 2. Aile Mahkemesinin 2010/568 Esas sayılı ve ... 3. Aile Mahkemesinin 2010/591 Esas sayılı “katılım alacağı” talebine ilişkin davalardan davalı taraflar arasında yapılan 02.08.2012 tarihli anlaşma protokolü çerçevesinde sulh olunarak, bu sulh protokolüne göre davalıların karşılıklı feragat etmek suretiyle davaların sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı avukat ile davalı ... arasında vekalet ücret sözleşmesi bulunmadığından, öncelikle sulh olunan miktar tespit edilerek, vekalet ücretinin de buna göre belirlenmesi gereklidir.Davalılar arasında yapılan 02.08.2012 tarihli anlaşma protokolüne göre tarafların sulh olduğu miktarın tespiti mümkündür. Davalıların sulh olmaları nedeniyle, vekalet ilişkisine konu dava dosyalarındaki sulh olunan miktara göre davalı ...’e sağlanan menfaatin, daha az bir miktar olduğunu ispat edilmesi durumunda vekalet ücretinin bu miktar üzerinden ancak bu hususun ispat edilememesi halinde ise söz konusu davaların müddeabihi üzerinden ayrı ayrı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre nispi hesaplanacak ücretin altında olmamak üzere Avukatlık Kanunu' nun 164.maddesine göre %10'u ile % 20 arasında bir miktarın akdi vekalet ücreti olarak ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre yapılacak hesaplamaya göre karşı yasal vekalet ücretinin hesaplanması ve bu bedellerden davalıların müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği de kabul edilmelidir. Hal böyle olunca mahkemece davalılar arasında yapılan 02.08.2012 tarihli sulh protokolüne göre sulh olunan miktarın tespitine yönelik yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent gereğince temyiz edilen kararın davalı ... yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.234,00 TL harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine, 28/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.