Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15680 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14878 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı .... vekili avukat .. ile davacı Asil ... ve vekili avukat ...'ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, avukat olduğunu, davalı ... vekili olarak diğer davalı aleyhine açılmış bulunan davaları takip ettiğini, bu davalardan birinin karara çıktığını ve bu dosya sonucunda davalıların sulh olduklarını ve davalı ...'ün devam eden davalardan feragat ettğini, vekalet ücretinin ödenmemesi üzerine davalılar hakkında başlattığı icra takibinin davalıların haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesi istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalıların ... 19. İcra Müdürlüğünün 2012/13330 sayılı takip dosyasında 83.394,68 TL alacağın 83.243,46 TL'sine yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin 76.664,97 TL asıl alacak, 6.578,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 83.243,46 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davalı ...'nin temyiz itirazına ilişkin olarak yapılan incelemede; davacı eldeki dava ile davalı ... vekili olarak diğer davalı aleyhine açılan davaları takip ettiğini, davalardan birinin sonuçlaması üzerine davalıların sulh olduklarını, davalı ...'ün devam eden davalardan feragat ettiğini ve vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek vekalet ücretinin tahsili için davalılar hakkında başlattığı takibe vaki itirazı iptalini istemiştir. Davalı ... ise davacının sulh sözleşmesi olarak dayandığı belgenin, davalı ...'ün hisselerinin üçüncü bir kişiye satışına ilişkin olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dosyaya ibraz edilen protokol ve satış sözleşmesi başlıklı belge örneğine göre davalıların 1.100.000,00 TL karşılığında sulh olduğu, davalı ...'ün verdiği dilekçeler ile davalardan feragat ettiği, bu şekilde davalıların aralarındaki uyuşmazlığı sulh yolu ile çözümlediği ve davalıların davacı avukatın talep edebileceği vekalet ücretinden müştereken sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar “protokol satış sözleşmesi” başlıklı tarihsiz belge, Mahkemece taraflar arasındaki sulh anlaşması olarak kabul edilmiş ise de; söz konusu belgenin davalı ...'ün davalı ...'de bulunan hissesinin 1.100.000,00 TL bedel ile dava dışı ..'e satışına ilişkin olduğu, davalı ...'nin bu sözleşmenin tarafı olmadığı anlaşılmaktadır. Taraf olmadığı sözleşmenin davalı ...'yi bağlaması mümkün olmadığından, davalılar arasında bir sulh sözleşmesi ve dolayısıyla davalı ...'nin davacının vekalet ücretinden sorumluluğu bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz edilen hükmün davalı ... yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, aşağıda dökümü yazılı 29,20 TL harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan 5.686,40 TL harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 28/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.