MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ...'nün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, hamile olduğu şüphesiyle 29.6.2006 tarihinde davalı şirkete ait hastanede muayene olduğunu, diğer davalı doktor ... tarafından muayene edilerek ultrason sonucu hamile olduğunu, ancak myom uteri bulunması nedeniyle bebeğin alınması gerektiğini ve fetusun transvajinal usg ile değerlendirilmesi önerilmesine karşın, bu tetkik yapılmadan hastaneye yatırılarak kürtaj yapıldığını, kürtajdan sonra myom uterinin alınması için ileriki günlerde tekrar başvurması için tavsiyelerde bulunulduğunu, çeşitli sağlık kuruluşlarına kendisinin başvurarak yapılan kontrol neticesinde myom uterinin olmadığı gibi kürtaj esnasında rahminde parçalar bırakıldığını, yanlış tanı ve tedavi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar, Doktor ... tarafından muayene edilen davacının rahminde myom olduğu ve fetusun kalp atışının alınamaması nedeniyle bunun tespiti için ultrason ile tetkik yapılmasının önerildiği ve sonuçta Radyololji uzmanı Tarafından 37x27 cm boyutlarında myometrium ve izoekojen endometrial kaviyeti yaylandıran myom nüvesi tespit edildiğini, bu nedenle yapılan işlemlerde bir hata olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece adli tıp raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiş, hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.12.2010 tarihli 2010/9415 E. ve 2010/18038 K. sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davanın temeli, vekalet sözleşmesine dayanmaktadır. Davacı 29.6.2006 tarihinde hamile olduğu şüphesiyle başvurduğu davalı şirkete ait hastanede davalı doktor tarafından muayene olduğunu, ultrason neticesi hamile olduğunun anlaşıldığını, ancak myom teşhisi nedeniyle hastanın ve ceninin hayati tehlikesinin bulunduğunu ve kürtaj önerildiğini, 30.6.2006 tarihinde fetusun transvaginal USG önerilmesine rağmen, bu tetkik alınmadan kürtaj yapıldığını, ayrıca ileriki günlerde myom uterisinin alınmasının da önerildiğini, çeşitli sağlık kuruluşlarına başvurulduğunda yapılan işlemin hatalı olduğunun anlaşıldığını ve myom uterinin olmadığı gibi fetusun canlı olduğunu ve ayrıca rahimde parçalar bırakıldığını, yanlış teşhis ve tedavi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemce .... hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.Dairemizce yapılan inceleme neticesinde ise davalı yanın özen yükümlülüğü içerisinde teşhis ve tedavinin doğru yapılması gerektiği, en ufak bir tereddüt halinde dahi bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaların yapılması gerektiği ve tedaviyi gerçekleştirirken de hastaya en uygun tedavinin uygulanması gerektiği bu sebeple dosya kapsamındaki belgeler üzerinde yeterince inceleme yapılmadan alınan rapora istinaden hüküm kurulamayacağı gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi kurulu raporunda uygulanan tedavi yönteminin tıp kurallarına uygun olduğu belirtilmiş, mahkemece bu rapor esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki alınan bilirkişi kurulu raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Davacı tarafından ibraz edilen Dr. ... tarafından imzalanan 29.6.2006 tarihli belgede “ Fötal kalp atımı net değildir, fetüsün transvajinal USG ile değerelnedirilmesi önerilir” ibaresi yer almakta iken davalı hastane tarafından ibraz edilen 29.6.2006 tarihli Dr. ... tarafından imzalanan belgede ise “ fötal kalp atımı saptanmamıştır, inutero ölü fetüs ” ibareleri yer almaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından ibraz edilen belge üzerinde durulmamıştır. O halde mahkemece davacının bilirkişi raporuna itiraz ettiği de nazara alınarak ibraz edilen belgeler üzerinde inceleme yapılmak üzere ek bilirkişi raporu alınmalı ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.