Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15543 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18746 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı .... avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... Temsilcisi O...ve vekili avukat ... ile davacılar vekili avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, kızları ...'nın davalı hastanede 26.12.2002 tarihnde dünyaya geldiğini, doğumdan iki gün sonra bebekte hiçbir problem olmadığı, mevcut sarılığın önemsiz bir bebek sarılığı olduğu bildirilerek taburcu edildiklerini, bebeğin kontrolü için 3 gün sonra hastaneye gelmelerinin söylendiğini, hatta taburcu olduklarının ertesi günü başka bir vesile ile tekrar davalı hastaneye gittiklerinde yapılan kontrolde yine mevcut sarılığın önemsiz olduğu belirtildiğinden, randevu gününde kontrol için gittiklerini ancak bebekteki sarılık oranı yüksek çıkınca kendi hastanelerinde yoğun bakım ünitesi olmaması nedeniyle başka bir hastaneye gitmelerinin söylendiğini, bunun üzerine başka bir hastaneye gittiklerinde oradaki yetkililerin, sarılık mikrobunun bebeğin beynine ciddi zarar vermiş olduğunu, belki 1 saat önce gelinse kurtulabileceğini ancak geç kalınmış olduğunu belirttiklerini, uzun süren tedaviye de cevap vermediğini, çocuğa şuan ağır zeka geriliği tanısı konulduğunu ve tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %90 olduğunu, bu durumun oluşmasına davalıların özensiz ve kusurlu hareketlerinin sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 5.000TL maddi tazminat ile davacı anne için 25.000TL, davacı baba için 25.000TL olmak üzere toplam 50.000TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemişler; 12.11.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 345.120,88TL olarak artırmışlardır. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, manevi tazminat davasının davalı ... yönünden reddine, davalı .... Yönünden kabulü ile; anne, baba davacılar için 25.000,00'er TL'den toplam 50.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal fazi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, maddi tazminat davasının davalı ... yönünden reddine, davalı ... Yönünden kısmen kabulü ile; beden gücü kaybı nedeni ile 229.821,59 TL, bakım gideri nedeni ile 57.455,39 TL ve tedavi gideri 388,50 TL olmak üzere toplam 287.665,48 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı hastane tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı doktorun ihmalinden dolayı erken teşhis ve tedavi edilemeyen bebek sarılığından kaynaklı olduğu iddia edilen çocuktaki özür nedeniyle istenilen maddi-manevi tazminata ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle, vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir. Dosyaya kazandırılan 22.02.2013 tarihli adli tıp raporunda,, uygunsuzluğu bulunan bir bebekte sarılık gelişmesinin beklenebilir bir durum olduğu, bu sarılığın doğumdan 3. ila 5. gününde zirve noktasına ulaşabileceği, bebeğin doğumunun ertesi günü yapılan muayenesinde sarılığın görülmeyebileceği, 3. ve 5. günlerde tekrar muayene edilmesi ve şüpheli durumlarda sarılık tetkikinin istenmesi gerektiği, bebeğin 2. gününde yapılan muayenesinde bulguların normal olarak değerlendirildiği, 5. günde yapılan muayenesinde sarılık değerinin yüksek çıkması üzerine bebeğin sevk edilmesinin ve sevk edildiği hastanede yapılan tedavilerin tıp kurallarına uygun olduğu..." belirtilmiştir. Buna rağmen mahkemece, davalı tarafın sarılık tetkiki yaptıklarını ve şüpheli durumu davacı anne babaya izah edip, yapılması gereken tetkikler konusunda onları aydınlattıklarını ispatlayamadıkları, çünkü adli tıp kurumu raporuna göre de 3. ve 5. günlerde tekrar muayene edilmesi ve şüpheli durumlarda sarılık tetkikinin yapılması gerektiğinin belirtildiği gerekçesiyle, davalı hastane kusurlu görülmüştür. Davalı doktorun, taburcu raporunu düzenleyen doktor olmadığı benimsenmekle, bu davalı doktor yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davalı hastanenin, adli tıp raporunda ve mahkeme gerekçesinde izah edilen yükümlülükleri eksiksiz yerine getirip getirmediği net olarak anlaşılamamaktadır. Bu durumda, mahkemece, davaya konu olay ile ilgili rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, aralarında yenidoğan konusunda uzman, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, davalı hastanenin bebek ile ilgili gereken tüm kontrolleri yapıp yapmadığı, yapıldıysa bu işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği, davalı hastaneye atfı kabil bir kusur olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalı hastanenin kusurlu olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı hastane yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalı .. ödenmesine, peşin alınan 956,00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.