Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15289 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25861 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, murisleri ve aynı zamanda davalının ağabeyi olan ... 18.12.2008 tarihinde vefat ettiğini, babalarından intikal eden gayrimenkullerin kendi adlarına intikalini yaptırmak için ...müdürlüklerine müracaat edildiğinde herhangi bir gayrimenkul kaydının bulunmadığını öğrendiklerini, murisin 1/5 hisseye malik olduğu ve davalı ...'nun oturduğu dava konusu .... adresindeki giriş kattaki apartman dairesinin,...'nin 1/5 hissesinin davalı ... tarafından ... 1.8.2008 tarihli 11100 yevmiye sayılı vekaletname ile 5.12.2008 tarihinde 23694 yevmiye ile İsmail İncekli adına satışının yapıldığını öğrendiklerini, satış bedelinin kendilerine verilmediğini, ...ye de satış bedelinin ödenmediğini bildirerek satış bedeli olan 18.000,00 TL nin 5.12.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesini istemişlerdir.Davalı, satış bedeli olan 20.000,00 TL nin ağabeyi olan davacıların murisine elden teslim edildiğini, Fevzi incekli'nin bir süre kendisi ile yaşadığını, kanser hastası olup bakıcılar tuttuğunu, harcamalarının fazla olduğunu, maddi sıkıntı çektiğini, murise teslim edilen 20.000,00 TL nin onun istek ve rızası ile kira, market, bakıcı gideri ve tedavi gideri borçlarına dağıtıldığını, ayrıca 1.500,00 TL nin de mezar yaptırılması hususunda anlaşma yapıldığını, davacıların babaları muris ile ilgilenmediklerini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların tüm,davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacılar, murislerine ait taşınmazın davalıya verilen vekaletname ile satışının yapıldığını ancak, davalı tarafından satış bedelinin ödenmediğini öne sürerek tahsilini istemişlerdir.Davalı ise,satış bedelinin elden ödendiğini ve bu para ile de murise ait harcamaların yapıldığını savunmuştur.Mahkemece, 7.12.2010 tarihli l.kararda, B.K.nun 390. ve 391. maddelerine göre murisin vekili olan davalının satış bedelini murise veya mirasçılarına vermesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi sonucunda, dairemizin 2011/10289 esas,2012/9827 karar sayılı İlamı ile " Taraflar arasındaki hukuki ilişki vekalet akdinden kaynaklanmaktadır. Dava, hukuki niteliği bakımından Borçlar Kanununun 392. maddesine dayanan vekilin hesap verme yükümlülüğüne ilişkin olup, Borçlar Kanununun 392. maddesi hükmünce, vekil yaptığı iş sırasında vekil edeninin üzerine geçen bütün haklarını ödemeye, vekil edeninin adına veya yararına yaptığı tüm işlerden dolayı hesap verme zorunluluğundadır. Hesap verme borcu hukuksal nitelikçe bir yapma borcudur. Somut olayda davalı vekil, vekalete dayalı olarak davacıların murisine ait taşınmazın satış bedelini murise ve davacılara ödediğini İspatlayamamış ise de, bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere murise ait bir kısım harcamalar yaptığı anlaşılmış olup belgelerini de ibraz etmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporuna göre davalının belgeli harcamaları yönünden hesaplama ile davacıların talebinden mahsubu yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir." gerekçeleri ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporu alınarak davalının belgeli harcamalarının 3574,95 TL olduğu, satış bedeli olan 20.000 TL den mahsup edilince bakiye 16425,00 TL nin davalı tarafından davacılara ödemesi gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacılar eldeki davada, murislerine ait taşınmazın davalı tarafından satıldığını, satış bedeli olan 18000 TL nin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek, 18000 TL nin tahsili istemi ile eldeki davayı açmışlardır. Bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna göre davalının belgeli olan harcama miktarı olan 3574,95 TL'nin davacıların talebi olan 18000 TL den mahsubu gerekirken, 20.000 TL üzerinden mahsubuna karar verilmesi talepden fazlaya hükmedilemez kuralına aykırı bir davranıştır. HUMK 74.md {HMK 26.md) hükmünce hakim tarafların talepleriyle bağlı olup, talep dışına çıkarak karar veremez. Mahkemece anılan yasa hükmü gözardı edilerek, hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sairtemyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan 281,00 TL harcın davalıya iadesine, 13/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.