MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı avukat, davalıların murisİ tarafından taşınmazına hukuki el atılması nedeniyle tazminat davası açması için vekalet verdiğini ve ücret sözleşmesi imzaladıklarını, bunun üzerine 27.8.2012 tarihinde ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/426 E sayılı dosyası ile tazminat davası açtığını, ilk duruşmaya katıldığında murisin taşınmazı 2.1.2013 tarihinde başka bir şahsa sattığını öğrendiğini ve davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedildiğini, bu davayı açarken 1.098,50TL masraf yaptığını, murisin herhangi bir vekalet ücreti ödemeden 26.4.2013 tarihinde öldüğünü, imzalanan ücret sözleşmesine göre davaya konu taşınmazda keşif yapılarak keşif sonrası düzenlenecek bilirkişi raporunda tespit edilecek miktarın %4 ü ile dava açarken yaptığı masrafın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00TL'sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.Davalı ..., murisin davacı avukata vekalet verdiği tarihte 81 yaşında olup parkinson hastası olduğunu, sözleşmenin geçerli olmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, davalıların murisine vekaleten açtığı tazminat davasında, murisin taşınmazı başka bir şahsa satması nedeniyle davanın reddedildiğini ileri sürerek, sözleşmede kararlaştırılan vekalet ücreti ve dava açarken yaptığı masrafların tahsili talebinde bulumuş, mahkemece ise, bu tür davaların İdare Mahkemesinde açılması gerektiği, davacı avukatın bu hususu gözden kaçırarak yanlış mahkemede dava açtığı gerekçe gösterilerek vekalet ücretine ilişkin talebin reddine, masraflara ilişkin talebin kısmen kabulü ile 103,40TL'nin tahsiline karar verilmiştir. Oysaki davalıların, davacı avukatın yanlış mahkemede dava açtığına dair bir savunmaları bulunmadığı gibi bu konuda avukatın görevini titizlikle yapmadığı gerekçe gösterilmek suretiyle avukatın azli cihetine de gidilmemiştir. Diğer taraftan görevsiz mahkemede dava açması karşı tarafın tüm haklarını haleldar edecek nitelikte değildir. Şayet görevsizlik kararı verilirse yasanın öngördüğü sürede görevli mahkemeye başvurulabilir. Kaldı ki davada dayanılan sözleşmenin diğer bir hükmü gereğince de davacı avukata açılan davaya yaptığı masraflar nedeniyle 103,40TL bedelin tahsiline karar verilmiş olup, bu hükmü davalılar temyiz etmemek suretiyle de davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Öte yandan kabule göre de, mahkemenin sözleşmenin bir hükmünü geçerli kabul edip, diğer hükmünü geçersiz kabul etmesi de yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 14/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.