Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15014 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22683 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı,davalı ile yapılan satış ilişkisi kapsamında,dava konusu malların irsaliyeli fatura ile teslim edildiği halde malların bedelinin ödenmediğini,bu alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibi yaptığını,davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek;icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı,davacı ile 2003 yılında yaklaşık 3.500 TL tutarında mal satın aldığını,ancak işlerini tasfiye etmeden önce bu borcu defaten ödeyerek karşılıklı ibralaştıklarını savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece 15.12.2011 tarih, 2010/1259 esas, 2011/1269 karar sayılı davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dairemizin 17.10.2012 tarih 2012/16810 esas, 2012/23600 karar sayılı bozma ilamında açıkça davacı, tarafından davalıya fatura karşılığında mal sattığının iddia edildiği,davalının icra takibine itiraz dilekçesinde, takibe konu faturalardaki malları davacı satıcıdan aldığını, dükkanı iki ay içinde kapatmak zorunda kalınca malları davacı satıcıya geri iade ettiğini ve davacı satıcı ile ibralaştıklarını beyan ettiği, ....’ nun 6. maddesi ve ....’ nu hükümleri gereğince, öncelikle davalının malları davacıya teslim edip, davacı ile ibralaştığı yönündeki iddiasını kanıtlaması gerektiği, davalının ibraz ettiği yazılı delillerle iddiasını ispat edememiş ise de, delil listesinde “her türlü delil” demek suretiyle yemin deliline de dayandığından, mahkemece; davalıya, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat külfetini ters çevirerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.Mahkemece bu bozma ilamına uyularak davalıya yemin hakkının hatırlatıldığı ve davalının hazırladığı yemin metni üzerinden davacının yemin ettiği anlaşılmaktadır.Mahkemece bozma kararına uyulmasına ve davacıya yemin ettirilmesine rağmen yeniden bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle bilirkişi raporu sonucuna göre davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki Yargıtay bozma ilamına uyulmakla davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bozma ilamına uyulduktan sonra bozma gerekleri yerine getirilmek zorundadır. Hal böyle olunca mahkemece bozma kararına uygun olarak yapılan yemin sonucuna göre davalının icra takibinin dayanağı faturalardaki malları davacıya iade ettiğine ve davacı ile ibralaştığına ilişkin iddiasını ispat edemediği gözetilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı ve davalıya iadesine, 11.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.