MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ile davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı vekili avukat diğer davalı vekili avukat ile davacı vekili avukaun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, Söğütlü-Karasu enerji nakil hattına ilişkin 26.11.1984 tarihli tahhüt senedi düzenlenerek 197.323 m2 saha için davalı kurumlara irtifak hakkı tahsis edildiğini,bu taahhüt senedinin 7-a maddesinde her beş yılda yeniden arazi kullanma bedelinin belirleneceği ve 04.04.2002 tarihli protokol ile sonraki yıllara ait artışların kararlaştırıldığı halde davalıların eksik ödeme yaptığını ileri sürerek; 558.425,77 TL eksik ödemenin KDV'si ile birlikte ödenmesi gereken tarihlerden tahsil tarihine kadar amme alacaklarının tahsiline ilişkin gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'si ile birlikte davaıllardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.davacı 24.05.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 926.059,53 TL çıkarmıştır.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece davalı TEDAŞ yönünden davanın husumetten reddine,diğer davalı yönünden davanın kabulü ile ;Söğütlü Karasu enerji nakil hattına ait arazi kullanım bedeli olan 926.059,53 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,558.425,77 TL.bakımından dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,Islah edilen bölüm olan 367.633,76 TL bakımından ıslah tarihi olan 17/05/2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş,hüküm davacı ve davalı SEDAŞ tarafından temyiz edilmiştir 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmiştir. Ne var ki, bilirkişiler 1999 yılına ilişkin alacağın 30.111,49 TL olduğunu bildirmişse de, bedelin nasıl bulunduğu taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olarak açıklanmamıştır. Şayet bu bedel taahhüt senedinin 7-a maddesi gereği komisyonca belirlenmişse bu belirlemenin yöntemine uygun olup olmadığı, idarenin kullanım bedelini belirleme hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket edip etmediği irdelenmemiş soyut olarak idarenin bildirdiği 30.111,49 TL esas alınmıştır. Rapor bu haliyle denetime elverişli olmayıp bu rapor esas alınarak eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün davalı lehine bozulması gerekir. 3-Davacı,dava dilekçesi ve 24.05.2011 tarihli ıslah dilekçesinde 1999 ila 2008 yılları arasındaki döneme ilişkin arazi tahsis bedellerinin eksik ödendiğini ileri sürerek eksik ödenen bedellerin KDV'si ile birlikte ödenmesi gereken tarihlerden itibaren tahsil tarihine kadar 6183 sayılı yasaya göre gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'si ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Mahkemece 1999-2004 dönemine ilişkin eksik ödenen asıl alacak miktarına hükmedilmiş ise de,bu dönemlere ilişkin eksik ödenen bedeller yönünden gecikme zammı talebine dair olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.Bu itibarla mahkemece davacının 1999-2004 dönemine ilişkin gecikme zammı ve gecikme zammı KDV talepleri yönünden gerekli değerlendirme yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 4-Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda,2005-2006-2007 ve 2008 yıllarına ait KDV dahil arazi tahsis bedeli 583.357,83 TL asıl alacak,99.131,17 TL gecikme zammı ile 17.843,61 TL gecikme zammı KDV'si olmak üzere dava tarihi itibariyle toplam 700.332,62 TL davacı alacağı hesaplanmış olup,bilirkişi tarafından hesaplanan dava tarihine kadar işlemiş faiz dahil toplam alacağın mahkemece asıl alacak olarak kabul edilerek karar verildiği ve bu asıl alacak olarak kabul edilen 700.332,62 TL'nin de içinde olduğu anlaşılan toplam 926.059,53 TL'ye dava ve ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmek suretiyle faize de faiz yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Oysa Borçlar Kanunun 104/son maddesi gereğince faize faiz yürütülemeyeceğinden mahkemece, asıl alacak üzerinden faiz yürütülmesi gerekirken işlemiş faizde dahil olmak üzere faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ve (2).(3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.