MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirket ile 24.12.2011 tarihli devremülk pay vaadi sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin 5'nci maddesi ile devre mülk bedelnini 10.850,00 TL olarak gösterildiğini ve bu bedelin 25 ayrı vadede ödenmesi kararlaştırıldığını, davacının sözleşmenin imzalanmasından sonra peşin ödeme talebinde bulunduğunu, bu talebin davalı tarafından kabul edildiğini ve kendisinden 7.850,00 TL tahsil edilerek ibra edildiğini, sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek 7.850,00 TL lik sözleşme bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketlerden tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı .... tarafından temyiz edilmiştir.1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacının Yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davaya bakmaya genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece müstakil bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir Tüketici mahkemesi yoksa ara kararıyla davaya Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.2-Bozma nedenine göre, davalı şirketin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın (1)nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, (2)nolu bentte gösterilen nedenle, temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.