Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14805 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 19641 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile 07.10.2012 tarihinde devre mülk satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, hisse devri yapılmadığını ve bağımsız bölümü henüz kullanmadığını, 12.10.2012 tarihinde cayma hakkını kullanarak noterden ihtarname göndermek suretiyle sözleşmeyi feshettiğini ancak davalının senetleri iade etmediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı, öncelikle mahkemenin yetkisine itiraz etmiş; aksi halde davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılmak suretiyle, Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 24.10.2013 tarih 2013/10032E. 2013/26008K. Sayılı ilamıyla, davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle, karar bozulmuş; bozma üzerine yapılan yargılamada ise davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmak suretiyle, işin esasına girilerek, davanın kabulüne karar verilmiş; bu kez hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, taraflar arasında düzenlenen devremülk satış vaadi sözleşmesine ilişkindir. Davalı, süresinde verdiği cevap dilekçesi ile mahkemenin yetkisine itiraz etmiş; yetkili mahkeme olarak Gaziosmanpaşa/İstanbul Mahkemelerini göstermiştir.Taraflar arasında düzenlenen Devremülk Satış Vaadi Sözleşmesinde, sözleşmeden doğacak ihtilaflarda Bolu Mahkemeleri yetkili kılınmış ise de; 6100 HMK.nun 17. maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabileceği, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile bu nitelikte olmayan kimseler arasında yetki sözleşmesine, örneğin bir gerçek kişi tüketici ile bir tacirin yetki sözleşmesi yapmaya engel olunduğu, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile bu nitelikte olmayan kimselerin yetki sözleşmesi yapamayacakları düzenlendiğinden, yapılan yetki sözleşmesi de geçerli değildir ve bu nedenle Bolu mahkemeleri'nin yetkili olduğundan bahsedilemez. 4077 sayılı yasanın 23/3. madde ve fıkrasına göre tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiş ise de, davacı tüketicinin ikametgahının Darıca/Kocaeli olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin de yetkili olduğu düşünülebilir ise de, sözleşmenin ifa yeri Mudurnu'dur. Hal böyle olunca, genel yetki kuralını uygulamak gerekecektir. 6100 Sayılı HMK.nun 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalı 'nin taraflar arasında düzenlenen Devremülk Satış Vaadi Sözleşmesinde adresi l olarak görünmektedir. Dava dilekçesi de bu adrese tebliğ edilmiştir. O halde, yetkili ve görevli mahkemenin Gaziosmanpaşa/İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğunun kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek, hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazların incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın (1) nolu bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının sair temyiz itirazların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 7.5.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.