Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1474 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 47373 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, dava dışı ...'un davalı ...'ndan kullandığı tüketici kredisine davalı ... ile birlikte kefil olduğunu, dava dışı ...'un kredi taksitlerini zamanında ödememesi üzerine davalı banka tarafından kendisiyle birlite dava dışı ... ve davalı ...'e yönelik icra takibi başlatıldığını, davalı ...'in takip borcunu ödeyerek alacağı davalı bankadan temlik aldığını ve kendisi hakkında takibe devam ettiğini, maaşından bugüne kadar 14.473,97TL kesilmesine karşın halen 7.585,05Tl borçlu olarak göründüğünü, tüketici kredilerinde adi kefaletin geçerli olduğunu, ayrıca 14.000,00TL ile sınırlı olarak kefil olduğunu belirterek davalılara borçlu olmadığının tespitine, icra dosyasına ödenen 14.473,97TL'nin davalılardan istirdadına ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini dilemiştir.  Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dışı ...'un davalı bankadan kullandığı krediye kefil olması nedeniyle hakkında başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve maaşından kesilen 14.473,97TL'nin davalılardan istirdadına karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, başlatılan takibe imkanı varken itiraz etmeyip yaklaşık 2,5 yıl ödeme yaptıktan sonra sözleşmenin ve temlik işleminin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysaki davacı kefil, icra tehdidi altında talep edilen aylık taksitleri ödemiş ve ödemeye devam ederken 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10/3 maddesine dayanarak talepte bulunmuştur. İcra tehdidi altında ödenen paralar her zaman geri istenebilir. Mahkemece işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 2,5 yıl sonra dava açılması hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya akırı olup bozmayı gerektirir. 2- Bozma nedenine davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.