Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14626 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22800 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davacı Asil ... ve vekili avukat .. ile davalı vekili avukat... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının vekili sıfatıyla, 1999 yılında aldığı vekalet ile bir kısım dava ve hukuki işlerini takip ettiğini, 2005/700 esasta görülen tapu iptali ve tescil davasını davacı adına açıp sonuçlandırdığını, dava devam ederken 5.2.2007 tarihinde ücret sözleşmesinin yapıldığını , bir kaç kez yargıtay aşamasından geçerek davanın davacı lehine sonuçlandığını ancak sözleşme ile kararlaştırılan ücretin ödenmediğini ileri sürerek, 342.900 TL.nin yasal faiz ile ödetilmesini istemiştir. Davalı, yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu bu nedenle hiç bir ücret talep edemeyeceğini ayrıca pek çok avans ödemesinin de yapıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı avukatın 7.7.1999 tarihinde aldığı vekalet ile davalı adına 3.6.2003 tarihinde tapu iptali ve tescili davası açtığı, 2005/700 esasta görülen dava sonucu mahkemece direnme bozmasına da uyularak 18.12.2007 tarihinde tapu iptali ve tescil davasının kabul edildiği ve 26.1.2009 tarihinde kesinleştiği , sonrasında davalı tarafça 11.1.2010 tarihinde azledildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davacı avukat ile davalı arasında yapılan 5.2.2007 tarihli avukatlık sözleşmesinde, hukuki yardımın konusunun " 2005/700 esas sayılı dosyasının yerel mahkeme tarafından direnilmesi nedeni ile yargıtay hukuk genel kurulu aşamasında temyiz edilerek hukuken takip edilmesi " olduğu açıklandıktan sonra, ücret bölümünde, dosyanın hukuk genel kurulunda takip edilmesi ve yerel mahkeme kararının yargıtaydan esastan bozulmasının sağlanması karşılığında dava konusu taşınmazın kararın kesinleştiği tarihteki değerinin % 5 inin vekalet ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı avukat, takip ettiği bu dosya için sözleşme ile kararlaştırılan ücretin ödetilmesini eldeki dava ile talep etmiştir. Mahkemece, sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle vekalet ücretinin talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, taraflar arasında yapılan avukatlık sözleşmesi geçersizdir. Ancak davacı avukatın, Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, davalı adına 3.6.2003 tarihinde tapu iptali ve tescili davasını açıp takip ettiği ve davanın kesinleşmesine kadar hukuki hizmet verdiği ve anılan sözleşmenin hukuk genel kurulu aşamasında verilecek hizmete yönelik olarak yapılmış olup, davacı avukatın bu aşamadan önce de hizmet verdiği gözetildiğinde; hukuki hizmetin verildiği tarihte yürürlükte bulunan ve 2.5.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4667 sayılı yasa ile değişik Avukatlık Kanunun 164/4 maddesi hükmünce avukatın yaptığı iş ve emeği de gözetilmek suretiyle %5-15 arasında uygun bulunacak bir orana göre davanın değeri üzerinden vekalet ücreti hesabı yapılıp, davalı tarafça yapıldığı bildirilen ödemeler de gözetilmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması,usul ve yasaya aykırı olup,bozmayı gerektirir.SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 07/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.